Kılıçdaroğlu seçim istiyor. Akşener de seçim istiyor.
- Eh, benim paşa gönlüm de seçim istiyor. Hiçbir farkımız yok. Çünkü istemekle olmuyor.
Seçim kararının nasıl alınacağı, kurala bağlıdır.
Okuma yazması olan, kuralı okursa anlar. Nitekim anlıyor ve susuyor.
Kılıçdaroğlu, Parlamenter Sistem’e dönmek istiyor. Akşener de dönmek istiyor.
Temel Bey de istiyor. Babacan ve Davutoğlu da istiyor.
- Eh, benim paşa gönlüm de dönmek istiyor. Hiçbir farkımız yok. İstemek serbest. Ama istemekle olmuyor.
Parlamenter Sistem’e nasıl dönüleceği, kaç merhaleden kaç sandıktan geçileceği, kitapta yazmıyor ama siyaseti biraz bilen, 5 dakika düşünürse, ne kadar meşakkatli bir yol olduğunu görür.
Nitekim görüyor. Yani hadi dönelim demek yetmiyor.
Her neyse.
Yine de bütün bunları, demokrasi yolunda daha iyiyi, daha güzeli bulmak için gösterilmiş samimi gayret ve arayışlar olarak kabul ediyorum. Kol kırılır, yen içinde.
Allah korusun, bir de var ki, içimizden bir zıpır çıkıp, Amerikan Yeni Yönetimine:
- Gelin, bize demokrasi getirin, gelin bize çekidüzen verin, gelin bizi terbiye edin diyerek manda ve himaye isteyebilir ve bizi rezil edebilirdi.
Çok şükür, öyle insanlar çıkmaz bu topraklardan.