Mesele nedir? Gayet net ve berrak.
Bir itiraz yapılmış. YSK, bu itirazı inceliyor.
Çocuklar dahi bilir ki, iki ihtimal var: Seçim ya tekrarlanacak, ya da tekrarlanmayacak.
Hepsi bu.
.........
“Tekrarlanmasın” diye temenni edebilirsiniz. Bu temenniyi çeşitli argümanlarla da her gün dile getirebilirsiniz.
Fakat...
“Başka seçenek yok” diyemezsiniz.
Çünkü “başka seçenek var.” Zaten olmasa, günlerdir neyi inceliyor bu YSK... İncelemeye değer bulmuş ki inceliyor.
Belki sonunda reddedecek.
Ama inceliyor.
Ne demek başka seçenek yok?
Düşünün... Basketbol maçına çıkıyorsunuz.
İki ihtimallidir.
Ya galibiyet, ya mağlubiyet. Beraberlik olmaz.
Fakat siz, hakemlerin gözünün içine baka baka, biraz da tehditvari: “Başka seçenek yok” diyorsunuz. “İlle galibiyet”. Olabilir. Belki galip geleceksiniz.
Fakat siz sonucu peşinen ilan ediyorsunuz.
Bununla kalsa iyi. Bir de koskoca hukuk adamlarına köle diyorsunuz. Onların terbiyelerine sığınarak siz bunu kaçıncıdır yapıyorsunuz.
O hakimler, o savcılar ki, sizin kariyerinizi üçe, beşe, sekize katlar.
Bunu yapmayın.
Adam kolay yetişmiyor.