Giriş
Anlaşıldı... İsrail çok kararlı... Bu işi soykırım’a kadar vardırmak niyetinde... Herhalde öyle ki ne savaş hukuku tanıyor ne ateşkes’e yanaşıyor ne de insanlık suçu’na aldırıyor. ‘Yaşama hakkı’na asla müsaade etmeyeceği kesindir.
Buraya kadar tamam. Anlaşılmıştır. Kendi bilir. Karar onundur. Caydıramıyoruz. Orantısız güç cebinde, patronu Amerika ise arkasındadır.
Lakin... - One minute. Bu asabiyet içinde, şunu düşünemiyor galiba: - Karşı tarafın kaybedecek bir şeyi kalmamıştır... Yani? Korkacağı, çekineceği bir şeyi artık yoktur. Ölümse, zaten göze almıştır. Esasen öyle de öldüm, böyle de öldüm demekte ve kimbilir artık ne eylemler tasarlamaktadır. Her şeyi yapabilir. Özetlersek... Şimdi asıl korkması gereken taraf İsrail’dir.
İyi ama İsrail Halkı’nın ne günahı vardır? Netanyahu, kendi halkını da tehlikeye sürüklemektedir... Şu an Filistin’de olduğu kadar İsrail’de yaşayan her insan da ölümle karşı karşıyadır. Hayatta kalmak orada da şansa bağlıdır... Peki, nedir bu? Netanyahu çıldırmış mıdır? Bir başbakan böyle mi davranır?
Uzatmayalım. İsrail halkı, tavır koymalı ve çılgın Başbakanı’na dur demelidir. Bir kıytırık yasayı protesto için sokağa dökülmek kolay... Asıl şimdi yaşama hakkı için insanlık ayağa kalkmalıdır.
Filistinliler elektriksiz, susuz, gıdasız, ilaçsız, hastanesiz direniyorlar... İsrailliler? Onlar da insafsız, acımasız, duyarsız, sorumsuz bir Başbakan’ın “paşa gönlü” ancak izin verirse korkusuz yaşayabilecekler. İyi mi? Not: Peki, Türkiye’de neler oluyor? Enteresan haberler var. Durun hele... Fazıl Say göbeğini kaşımaya başladı.
