Durum şudur: Amerika düşündü taşındı. Ve sonunda dedi ki: - Ben karışmıyorum. Mesele yok. Biz de onu diyorduk zaten: Sen karışma diyorduk.
Peki, diplomatik başarı diyebilir miyiz? Evet... Diyebiliriz. Ya böyle olmasaydı da, başka ihtimaller gelişseydi, bundan daha mı iyi olurdu? Asla. Durum şimdilik böyle. Şimdilik diyorum, çünkü hiç belli olmaz. Oynak merkez’in yarın nereye savrulacağı bilinmez. Olsun. Biz mevcut durumu konuşuyoruz.
30 km olan geniş bir alan, kontrolümüze girecek. Yani... Terör grupları bizden uzak bir bölgeye çekilecek. En azından bu böyle. Artı... Mülteciler için bir sığınma alanı da açılmış olacak. Bundan kim rahatsızlık duyabilir?
Rahatsızlık duyan var. HDP var. Bir de HDP’nin koruyucu melekleri var. Hemen başladılar: - Suriye bataklığına girmeyin. Bu ne demek? Şu demek: - Bırakın, terör örgütleri burnumuzun dibinde kalsın. Onlara ilişmeyin.
İşte bu koro’ya bakarak gayet isabetli bir harekât’a karar verdiğimizi söyleyebiliriz. Onlar da haklı. Ne yapsınlar? Terör sıfırlanırsa sırtlarını dayayacakları bir yer kalmayacak. Tuhaf insanlar bunlar. Hem bağımsızlık diye bağırıp dururlar, hem de manda ve himayesiz yaşayamazlar.