Yaptırımlara muhalefetin ve özellikle de ana muhalefet’in gösterdiği sert tepki, çok değerlidir. Amerika, keşke ara sıra böyle ayıplar yapsa da Türkiye topyekün kendine dönse.
Sırf muhalefet değil... İş âlemi, sanat dünyası, spor camiası, medya grupları, sendikalar, dernekler velhasıl bütün hatlarıyla Türkiye, ortak bir ruh sergiliyor.
Bu ortak ruhta sadece HDP yok. Nitekim TBMM’nin resmi bildirisinde de “yine” imzası yok. İyi ki yok. Allah aynı kağıda imza attırmasın.
Peki, Amerika’nın bu yaptığı dostluğa sığar mı? Sığar. Amerika dostluk bilmez. Peki, müttefikliğe sığar mı? Sığar. Amerika kendine müttefik değil, köle arar.
Nitekim ne diyor:
- S-400’den vazgeç. Ardından diyecek ki:
- Akdeniz’den çık. / Suriye’den çık. / Libya’dan çık. Ve hatta:
- Kır atına bin, Orta Asya’ya dön.
Yaptırım yasalarının başlığı Amerika’nın Hasımları’nı hedef alıyor. Tabir aynen böyle: Hasım. Hasım kelimesi, husumet ifade eder. Yani düşmanın yarım numara ufağı. Çare?
- Biat edeceksin.
Peki, yaptırımlar hafif mi, ağır mı, orta boy mu? Hiç fark etmez... Sinek sıklet bile olsa, inciticidir.
...........
Öf... Yahu Amerika!.. Çok uzattın ha... Türkiye eski Türkiye değil... Üstelik sen de eski Amerika değilsin. Bunu unutma. ★ Anlamadığım tek nokta: Bizim Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile hâlâ ne konuşuyor? Pompeo, selam bile verilecek adam değil.