Yeni iki parti geliyor. Seçimde on puan mı, yirmi puan mı, kırk puan mı alırlar, bilinmez ama... Eh, birer puan, ikişer puan bile alsalar, Erdoğan’ı yüzde 50’nin altına çekerler... ya da çekebilirler. Öyle değil mi?
Bu hesabı, çocuklar dahi bilir. Peki, Tayyip Erdoğan bilmez mi? Yani? - Onun elleri armut mu toplayacak? Hiç mi tedbir almayacak? Hiç mi strateji üretmeyecek? Ne demek istiyorum? Bildiğim bir şey yok ama oturup kuzu gibi bekleyeceğini hiç zannetmem. Ben belki unuturum. Siz bu yazıyı kesip saklayın. Pire ve deve Sicil Âmirleri soruyorlar:
- Siyasi bir çatışma olmasaydı, Şehir Üniversitesi bu şekilde gündeme gelecek miydi? Cevap veriyorum:
- Gelmeyecekti. Ama şunun da cevabı lazım:
- Davutoğlu değil de muhatap “yandaş” gruplardan biri olsaydı, acaba ne kıyametler kopacaktı?
Zurna’nın son deliği bir de sormaz mı?
- Bu hukuki bir mesele mi, yoksa siyasi bir mesele mi? Ne hukuki, ne de siyasi. Lakin parmaklarımızı oynata oynata bunun tamamen duyusal bir mesle olduğunu söyleyip Cem Yılmaz’ı güldürecek yeteneğimiz yok ki.
Pireyi deve yapmak, marifettir. Ama deveyi pire yapmak, daha büyük marifet. Şehir Üniversitesi tartışmalarında, birileri pireyi sahiden deve yaptılar. Yoo, pireyi değil.
- Önce parayı deve yaptılar. Şimdi o deveyi pire yapmaya çalışıyorlar. Durum budur.