Pazar notları

Futbolu özledik. Maçlar tatilde. Saha boş. Bu yüzden kaç haftadır hakem kıyımı yapamadık. Buyurun bakalım. Yönetim istifa diye bağıramadık. Canla başla çalışan federasyonlara dayılık taslayamadık. Arka arkaya 3-5 maç kaybetti diye teknik direktör kovamadık. Bunları bile özledik.

Tabii ki özledik. Kıymetini bilelim futbol’un. Kıymetini bilelim spor yazarlarının, güzelim spor sayfaları’nın. Ara sıra çatışsalar da, kıymetini bilelim kulüp yöneticileri’nin... Ezeli rekabet’in kıymetini bilelim... Adı üstünte, rakip o, hasım değil... Rakip, rekabet’ten gelir, hasım ise husumet içerir. Tabii, taraftar’ın da kıymetini bilelim. Çünkü futbolda artık seyirci değil, taraftar var... O da ayrı, güzel.

Diyorlar ki:

- “Korona, futbolu bitirdi.” Hayır efendim. Futbol bitmez. Olsa olsa kendini yeniler, bütçesine çekidüzen verir... Tut ki veremedi, futbol yine bitmez. Sıfırdan başlar, yine yükselir. 1903’te, 1905’te, 1907’de gökten zembille mi indi?

Özetlersek... Futbol’u kısa bir süre için kaybettik... Belki de hayırlı oldu. Çünkü değerini anladık. Yepyeni bir ruh ve anlayış içinde yola devam edeceğiz. Mesele şampiyon olmak değil, birinci sınıf olmak... Türk sporu öyle bir potansiyel taşıyor.