Sadece operasyon değil bu. Çok yönlü...
Askeri tarafı kadar, siyasi tarafı, diplomasi tarafı, teknoloji tarafı, en mühimi de sergilediği mükemmellikle dosta düşmana önemli mesajı var... Bu bir.
.........
İkincisi... Şunu gelenek edinmeliyiz:
Artık Milli Savunma Bakanları, hep, Ordu’nun içinden gelen, sahayı iyi bilen, rakibi iyi tanıyan, dünya ülkeleriyle irtibatlı komutanlardan olmalı.
İzaha muhtaç
Kamuoyu görevlisi nedir? Kimdir Allah aşkına?
Devlet memuruyla olan farkı nasıl bir şeydir?
Bunun net biçimde tarifi gerek.
Seçim geliyor... Sandık kurullarında yine papaz olmayalım.
Yeri gelmişken... Bir nokta daha var. Kamu Alanı nedir kuzum? Hangisidir kamu’ya ait alan? Seçimle ilgisi yok ama bu da bir muamma...
Mesela... Ahmet Necdet Sezer’den beri cumhurbaşkanılarının o anda bulunduğu her alan sahiden kamu alanı mıdır?
Sezer nerden aklıma geldi? Geldi.
Çünkü Sezer’i havaalanında yolcu etmeye giden bir devlet büyüğümüzün eşi hanımefendi, başörtülü olduğu gerekçesiyle istiskale uğramış, çünkü havaalanının meğer o anda birdenbire Kamu Alanı’na dönüştüğü, kerameti kendinden menkul bir biçimde - neredeyse - içtihata bağlanmıştı.
Ogün, bugün tartışır dururuz. Mesela şimdi Devlet Başkanı maça gitse, oturduğu tribün birdenbire Kamu Alanı mı sayılır?
Kamu alanı nedir, neresidir?
Bunun da net biçimde ve Sezer’in anlayabileceği sade bir dille tarifi gerek.
Not:
Hâlâ aynı konu mu? İşi daha da büyüttüler:
- Gerekçeli kararı AK Partililer yazmış, hakimler imzalamış.
Mümkün değil.
Nereden belli?
Eğer AK Partililer yazmış olsaydı, metnin içinde açık açık çalma çırpma gibi laflar geçerdi.
Belli ki hakimler gayet nazik bir üslup kullanmışlar.