Giriş
Muhalefet soruyordu iktidara:
- Niye işi uzatıyorsun, nedir bu oyalama?
İktidar da cevap veriyordu:
- Sen niye bu kadar acele ediyorsun, onu söyle.
Neyse, dün çömlek patladı. Mazbata geldi.
Bence partiden ziyade yarıştaki aday acele ediyordu.
Edebilirdi, tezcanlı biriyse niye etmesindi.
Nitekim “seçilmiş bir Belediye Başkanı” olarak Anıtkabir defterini imzalıyordu.
Bu onun yapısı. Kim ne karışabilirdi?
İsterse kartvizit bastırıp yolda dağıta dağıta yürür, isterse maça gidip halkını selamlar, isterse cübbeyi giyip nikah kıyardı.
Hatta protokol gereği havaalanına gidip Tayyip Erdoğan’ı karşılar, hatta kucaklardı. Kılıçdaroğlu’na rağmen...
Yani ortada şaşılacak ya da yadırganacak bir durum yok. Her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı var. Bu da bizim yiğit işte...
Madem İstanbul’u kazandı, Muharrem İnce’nin klasmanına göre Türkiye’nin 1 numaralı adamıdır. Memleket ona teslim.
.........
Şuraya bir not düşeyim. Hurafeler fazla kurcalansın istemezler ama benim küçücük bir merakım var: Siyasetçi bazı arkadaşlar, İstanbul’u CHP’nin kazanacağını seçimden 20 gün evvel (10 Mart) nereden bilip de ilan ettiler acaba? Bir daha da sormam.
