Günlerdir ıspanakla yatıyoruz, ıspanakla kalkıyoruz.
Bereket sonunda bilimsel bir racon kestiler: - Ispanak zehirlemez, yaprak aralarına karışmış yabani otlar zehirler. Öf... Ne cevher ama... Nasıl buluş... Tıpkı ne gibi: “Deprem öldürmez, bina öldürür.”
Bunu duyan ahali, ailece oturdu, yabani otları ayıklamaya başladı: Şuna değdi, buna değmedi. Halbuki zehir bize işler mi? Biz domuz gribinden bile korkmadık. Biz AIDS’e bile meydan okuduk. Hatırlar mısınız? Bir ara tavuklar tehlike saçıyor gibi olduydu da, bereket Uğur Dündar’ın kefaletiyle evhamdan kurtulduk.
Ispanağa dönersek...
Bayıldım bu bilimsel tespite: - Ispanak zehirlemez, aralara karışmış yabani otlar zehirler. Öyleyse birçok denklemi kolayca çözebiliriz artık...
Mesela: - Trafik canavarı öldürmez, arabanın sürücüsü öldürür.
Yine mesela: - Deniz kimseyi boğmaz, insan kendi boğulur. Okulda bir arkadaşım vardı. Balık yemekten çok korkardı. Biyoloji hocası birgün ona dedi ki: Balıktan korkma, kılçığından kork. Arkadaş o günden sonra balık yemeğe başladı. Kılçıklarını ayıklayarak.
Zavallı ıspanak... Düpedüz iftiraya uğramıştır. Bereket kabahatın onda değil yabani otlarda olduğu açıklandı. Ispanak aklandı.
- Hey! Akşamcılar! İçki sarhoş etmez, korkmayın, içindeki alkol sarhoş eder... Kabahatı şişeye atmayın.