MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’na sorduğu en güzel soru: Seçime gidip de ne yapacaksın?
Öyle ya:
- Aday değilsin ki. İşte o kadar. Püf noktası Bahçeli, sert bir soru daha yöneltiyor:
- Ne vadettiler sana? E aşk olsun Devlet Bey. Hazret, çok dürüst adamdır. Rüşvet, mevki, makam, ikbal ve istikbal peşinde falan değildir. O gayet mütevazı olarak, Meclis’te paşa paşa oturmaya razıdır.
Zaten bütün mesele budur. Herkes bilir ki, hazret, cumhurbaşkanlığına aday olursa, milletvekilliğine aday olamayacak. Yani, büyük ihtimalle ikisini birden kaybedecek... En iyisi, işi garantiye alıp bari Meclis’te kalmak.
Böyle bir tehlikeyi Akşener 2018’de göze almıştı ama hazret göze almaya mecbur mu? Kim ne karışır? Sağlamcıdır o. Muharrem İnce’nin anlamadığı da bu galiba... Hâlâ diyor ki: CHP Genel Başkanı, mutlaka cumhurbaşkanlığına aday olmalı. Yahu olmaz. Olamaz. Çok özel bir mazereti var. Onu rahat bırakmalı. Hatta Devlet Bahçeli, ona biraz şefkat göstermeli azizim.
Not: Anayasa Mahkemesi’nin bütün gece yanan ışıkları, birilerinin yüreğinde nostalji rüzgarları estirdi. Ne hazin. Bu teslimiyetçi ve davetkâr aydın tipi, demokrasi düşmanlarının en tehlikelisidir. Çünkü en kalleş familyasıdır.