Fatih Sultan’ın tablosu, beni çok sevindirdi: Sevindiğim bir şey daha var:
Fatih’e işgalci diyenlerin bile şimdi birdenbire heyecanlandığını görüyorum.
Hele şükür...
Zulüm 1453’te başladı diyen tayfa bile, Fatih’e şimdi övgüler yağdırıyor:
İlerici, geniş ufuklu, kültür ve sanata meraklı, reformcu, özellikle de laik bir yapıya sahip olduğunu, nihayet söylemeye başladılar.
Vallaha, isterlerse artık onun bir sosyalist olduğunu da iddia etsinler, razıyız.
Onlardan beklediğimiz tek şey şuydu:
- Fatih’e saygı. Önce o saygı geldi, oh...
Ardından da mutlaka minnet ve şükran gelecektir, eminiz...
Sanırım, bundan sonra her 29 Mayıs’ta, Fetih Günü “milletçe” kutlanacak.
Yani, sadece bir kesimin kutladığı, başka bir kesimin de küçümseyerek, hatta aşağılayarak baktığı bir gün olmaktan çıkıp, 29 Mayıs ortak bir heyecan estirecek.
Bakar mısınız bir tablonun başardığı işe... Bu bir zafer.
Olmasa da olur
- Sınava son dakikada nefes nefese yetişenler.
- Kimliğini evde unutanlar.
- Uyuyup kalanlar.
- Yolda takılanlar, yanlış yola girenler.
- Sınav yeri diye yanlış okula gidenler.
Neler neler. Kaç kişidirler bilemem ama belli ki bunlar, gamsız, kedersiz, geniş yürekli, gayet mutlu gençlerdir.
Hayatta zaten başarılı olmuş sayılırlar.
Okuyup da ne yapacaklar?