İstanbul seçimlerinde kullanılan üslubu, Kılıçdaroğlu çok beğendi “hep böyle olalım” dedi “sevgi dili kullanalım.” Dün gördük. Grup toplantısında konuştu.
Vallaha ağzından bal akıyordu. Yaktı yıktı yine ortalığı. Kemal Bey, Kemal Bey. Tatlı dil karar vermek’le olmaz, insanın tabiatında varsa olur.
Sizi bu yüzden sevdik galiba. Rol yapmayı bilmediğiniz için, tatlı dili beceremiyorsunuz. Boşuna uğraşmayın. Siz hep böyle kalın.
Öbür türlüsü kiralık smokin gibi duracak üstünüzde.
O kafa
Yanlış mı okudum, yanlış mı duydum?
Haber eksik mi, yamuk mu, çarpık mı? Yani inanılır gibi değil.
Birleşmiş Milletler (BM) Demokratik Güç kimliğine bürünen YPG-PYD terör örgütüyle, masaya oturup bir anlaşma imzalamış: “Çocukların savaşçı yapılmaması” için... Ne güzel değil mi?
Çocuk denince elbet akan sular durur. Bu sebeple de zaten Birleşmiş Milletler, bu defa da çocuğun arkasına sığınıp diyor ki eşkıyaya:
- Öldürmeye devam et ama çocukları savaştırma. Kimliği ve meşruiyeti olmayan bir örgütle masaya oturması bir yana...
Katliam için YPG’ye bir de izin belgesi veriyor, dikkat. Bu kafa, hangi kafa?
Esad’a “istediğin kadar insan öldür ama kimyasal kullanma” diyen kafanın ta kendisi. Neresini düzelteyim?
Tarım ve Seymen
Cem Seymen, tarım diye çırpınıyor. Takdirle seyrediyorum.
Onun büyük mücadelesi şöyle dursun, benim küçük bir derdim var: Domates. Mevsimi gelir de lezzetli bir domates yerim diye, koca bir kış bekledim.
Hem de kaç kış... İşte, domates mevsimi geldi ama yok, yine yok, domates lezzeti yok...
Niye sinirimi bozayım?
Son kararımı açıklıyorum: Domatesi hayatımdan çıkardım.
Gördüğüm yerde bile kafamı çeviriyorum.