Arkadaş, tek seçici oldu. “Kimi seçecek” diye merakla bekliyorduk.
- Kendini seçti.
*
Kurultaya gelişi de zaten öyle olmadı mı? Rakipsiz olarak mindere çıktı. Madalyayı kaptı. O günden beri de Kurultay Salonu’na kimseyi yanaştırmıyor. Engin bir demokrasi anlayışı var.
*
İyi bir seçicidir. Nitekim... Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak ilk düşünen odur. Evinde sessiz sedasız otururken Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanlığı için keşfeden de odur. Macera gücü kuvvetli. Gel bakalım Muharrem diyerek ne güzel bir ağalık yapmıştı... Büyük Ağa’dır.
*
Unuttuk sanmayın. Şimdi elini bile sıkmıyor ama Ekrem İmamoğlu’nu akıl edip İstanbul’a armağan eden de odur. E Mansur Yavaş nedir? O da tek seçicinin seçtiği bir tektaş değil mi?
*
Ya Tunç Soyer’e ne demeli? Onu İzmir Belediye Başkanlığı için düşünmek, şeytanın bile aklına gelmez... Ama onu bulup kuyudan çıkaran da yine tek seçici’nin ta kendisidir.
*
Bu liste uzayıp gider. Biz uzatmayalım. Dış Politika’da kendine seçtiği başdanışman, onun tek seçiciliğini taçlandıran en isabetli tercih olmakla kalmadı... Şimdi Türk Ekonomisi’nin başına getirdiği Amerikalı Jeremy, “iki tane Kemal Derviş” eder... Yani artık Kemal’e eriş’in en tepe noktasındayız.
*
Efendim, özetlersek. Tek seçici olarak gelmiş geçmiş en büyük seçicidir. Keşke hep öyle kalsaydı.. Ama bu defa gitti, kendini seçti. Aşkolsun. Bize bunu yapmayacaktı.
Not: “Bırakın bu Gazi Meclis ayaklarını...” Adamı kızdırmayın. Yoksa çıkar, son sözünü de söyler. Der ki: 15 Temmuz gecesi, Meclis’i bombalama emrini veren, işte bu iktidardı.