Klasik CHP’liler, öteden beri Ülkücü’lerden pek hoşlanmazlar.
Buna rağmen Ankara seçiminde bir Ülkücü’ye oy vermek zorunda kaldılar.
Bu çok iyi oldu. Aradaki buzlar eridi. Sıcak bir köprü kuruldu.
Toplumsal bir yumuşama doğdu.
Gelelim İstanbul’a. Klasik CHP’liler, öteden beri muhafazakâr kesime mesafeli dururlar.
Buna rağmen, İstanbul seçiminde mevlid okutan, yasin okuyan, duyarlı bir Müslüman’a oy vermek zorunda kaldılar. Bu çok iyi oldu.
Bir uzlaşma daha doğdu.
Mütedeyyin insanların da pekala sosyal demokrat olabileceği ya da sosyal demokratların da pekala inanç taşıyabileceği tescil edildi.
Bu birliktelik yine Türkiye’ye yaradı.
Hayırlı bir şey daha oldu. Tek Adam dediğimiz, diktatör diye yaftaladığımız Cumhurbaşkanı’nın, sandığı ters çeviremeyeceği, sonucu hiçbir şekilde etkileyemeceği, -itirazı varsa- bunu ancak hukuki yollarla arayabileceği görüldü.
Fena mı oldu? Bence bir yumuşama da bu getirdi.
Unutmayın. Eğer bu bir genel seçim olsaydı, yüzde 51.63’le tekrar seçileceği anlaşılan bir cumhurbaşkanı, şimdi senin benim gibi oturup YSK’nın kararını bekleyecek.
Çünkü 1946 Türkiyesi değil bu.