Giriş
Ödünç milletvekili kurumu...
Ya da partilerarası deplasman...
Yasa’yla önlense ne kıymeti var?
“Bu bir ahlak meselesi” diyenler doğru söylüyor.
Peki, “siyasi ahlak yasası” diye tutturanlar ne düşünüyor?
Yasa’yla ahlak sağlanır mı?
Hayret verici bir durum da şu:
Seçime girme hakkını kazanmak için “gerekli şartları” yerine getirmeyip lök gibi oturanlar, 20 ödünç milletvekili’ne bel bağlamış olacaklar ki, sesleri hiç çıkmıyor.
“Armut piş, ağzıma düş.”
Yine de “mebus pazarı” diyemem. O lafa katılmam.
Çünkü ödünç gidenlerin bir menfaati yok. Bilakis, rencide oluyorlar. Asıl problem milli irade’nin istismarı’dır.
Tabii, ödünç 20 kişiyi hararetle kabul etmek de ayrı bir kambur (Bunu Ali Babacan’a söylüyorum).
Yeri gelmişken şunu da sorayım. Konumuzla ilgisi yok ama yıllardır “Siyasi Ahlak Yasası” diye tutturan zat’ın ahlaktan kastı nedir?
-Para mı? Sadece para mı?
Soruyorum, çünkü çok kişide kafa öyle işliyor. Mesela yalan da buna dahil mi?
İftira dahil mi?
Hakaret dahil mi? Teşhir dahil mi?
Hile ve hülle dahil mi? Siyasi gasp ve işgal dahil mi?
Aklıma şu anda bunlar geldi.
Daha da vardır belki. Hah...
Mesela, ülkeyi dışarıya jurnal etmek dahil mi?
Dahilse mesele yok. “Dürüst” bir insandır.
Ona güveniyorum.
