Tartışma bitmiyor. Verin mazbatayı, eğer yanlış adama verdiyseniz, 3-5 gün sonra geri alırsınız diyeceğim ama “hem itiraz süreci hem mazbata” nasıl birlikte yürür, orasını bilemiyorum.
Öyle yerler var ki, aritmetik olarak sonucun değişmeyeceği bilindiği halde itiraz edilmiş. Edilir. Oy yüzdesini bir milim bile etkileyecekse, elbet itiraz edilir.
Çünkü o oy yüzdesi, resmi arşivlere geçecek.
Bir önceki seçimle, bir sonraki seçimle hep o kıyaslanacak. Sicil kaydı gibi bir şey bu...
Yani itiraz, önemli bir kurum. Yeter ki elinde makul bir gerekçen olsun.
Benim en tuhafıma giden...
Şu sandık kurulları, seçim akşamı, oyları ne biçim saymışlar ki, şimdi aynı sandıklardan farklı oylar çıkıyor.
(Bir sonraki yazım işleminde ne gibi “hatalar” olduğu da caba) Bir, üç, beş değil... Yüzlerce, binlerce oy, el değiştiriyor.
Nasıl sandık kurulu üyesi bunlar? Hepsi değil, içlerinde elbet çok kıymetli üyeler de vardır ama anlaşılıyor ki büyükçe bir kısmı ya uyudu, ya da sorumsuz davrandı.
Size küçük bir örnek. Yıllardır aynı sandıkta, aynı sarı basın kartımla (ki üstünde TC kimlik numaram da var) oy kullanırım. Pazar günü gittim yine.
Kuruldan biri müdahale etti:
- Bu kimlik geçmez dedi.
- Sandık kurulu başkanınız kim?
- Benim dedi.
Oracıkta duran talimatnameyi soktum gözünün içine.
Mevzuatı bilmiyor. Öğrenmek de istemiyor.
Belli ki üstlendiği görevi de sevmiyor.
Bir de kurs görmüş bu, öyle diyor...
Bakar mısınız, sandık kimlere emanet...
İşlerini doğru dürüst yapsalardı, bunca itiraza gerek mi kalırdı?