Koronada günlük can kaybımız bir ara 14’e kadar inmişti.
Şimdi 60’ın altına inmiyor. Sebebi malûm:
Adına rehavet diyorlar. Ne kadar masum bir kelime, değil mi? Rehavet... Oysa cebinizdeki virüsle kalabalığa daldıysanız bu suçtur.
Cinayet... Ölüme sebebiyete kadar yolu var.
Her cinayet bıçakla ya da tabancayla işlenmiyor ki. Bir odun parçası bile, bir kül tablası bile, bazen silah işlevi görüyor...
Bünyemizde taşıdığımız virüsün trafik canavarı’ndan ne farkı var?
Yalnızlık
Tutturdular bir yalnız kaldık, yalnız kaldık. Bence iyi ki kaldık.
Bari kendimize döndük. Esasen hangi ülke yalnız değil ki? Dünya Amerika’ya yahut Rusya’ya hayran mı?
Dünya Fransa’ya yahut Almanya’ya aşık mı? Kaldı ki... Bizim yalnızlığımız, gururumuzdandır.
Kaypak ve güvenilmez ülkelerle kolkola yaşayacağımıza yalnızlığı tercih ederiz.
Bizi yalnız bırakan devletler, aslında bizim bu haysiyetli tavrımıza bakıp gıpta ediyorlardır ama çareleri yok.
Böyle bir yalnızlığı her millet beceremez.
Not:
Sevilla Haritası karikatür gibi.
Bunu kim çizdiyse âlemi Yunanistan’a güldürmek için kiralanmış bir ajan olsa gerek.