Bir seçim lafıdır gidiyor. İster 2021 Haziran, ister 2022 Haziran, ister 2023 Haziran. Merak ettiğim şudur:
Millet İttifakı kazanırsa, o ittifak, koalisyona nasıl dönüşecek acaba?
...........
Öyle ya... - Bakanlıklar nasıl paylaşılacak?
Çünkü müttefiklerin her biri “sayemde kazandık” diyerek ortalara fırlayacak.
1 puan bile mühim olduğuna göre, hangi partiyi dışlayabilirsiniz? Ve böyle bir yamalı bohça’yı, ne kadar yaşatabilirsiniz?
Diyeceksiniz ki: - Canım efendim, onu o zaman düşünürüz... Önce seçimi hele bir kazanalım da gerisi kolay.
Haklısınız. Ona buna bakanlık sözü verdiyseniz bile senet vermediniz ya... Tek Adam’lığın keyfini çıkarın biraz...
Cumhurbaşkanı seçilip de yetkilerini kim devreder? Noterden tasdikli teminat isteyecek halimiz yok ki.
Kul hakkı
Ahmet Necdet Sezer, nasıl kırmızı ışıkta bekledi ise Kılıçdaroğlu da aşı olmak için sırasını bekliyor.
Kul hakkı budur işte. Yoksa, belediyelerde binlerce kişi kapının önüne konmuş, kime ne?
...........
Pardon... Asıl söyleyeceğim şey başka... Sezer deyince aklıma geldi. Kılıçdaroğlu ne için çatı aday arayıp durur hâlâ?
Ahmet Necdet Sezer var ya... Tarafsız, bağımsız, üstelik gayet sosyal ve faal, gayet sempatik bir zat. Sezer, hem de Ecevit’ten yadigâr. Karaoğlan’ın bu kadarcık hatırı yok mu?
Diyelim ki yok... Peki, Ekmeleddin Bey mi, Sezer mi? Hangisini tercih ederdiniz, doğru söyleyin.
20 Ocak
ABD, Yeni Dünya idi.
Üçyüz yılda kendini eskitti. hele beşyüz, altıyüz yaşına gelsin de görelim onu.
Her şeye rağmen, bugünkü devir-teslim ve yemin töreni, Amerika’ya hayırlı olsun.