Bunu söylemeye bir insanın dili nasıl varır? Doğu Akdeniz’de yalnız kalmışız. Vah. Neredeyse denizin ortasında imdat diye bağıracağız yardım eden yok mu?
Bunu söyleyen zat daha üç ay evvel “Bütün devletler Doğu Akdeniz’de, sadece Türkiye yok” diyor ve kargaları bile güldürüyordu. Hep oradayız. Ve sahiden yalnızız, çünkü egemenliğimizi perçinliyoruz. Atatürk olsa ne yapardı? Avrupalı korsanlara “Buyursunlar, ne isterlerse alsınlar” mı derdi, yoksa “Geldikleri gibi giderler” mi derdi?
Atatürkçülüğü kimseye bırakmıyorlar ama bir meşru müdafaa hakkı’nı bile bize yakıştırmıyorlar:
- Akdeniz’i kurcalama.
- Afrin’e girme.
- YPG bize saldırmaz, korkma. Ne bu? “Yurtta sulh, cihanda sulh.” Böyle mi anlıyorsunuz Atatürk’ü? Peki Misak-ı Milli’yi nereye koyuyorsunuz? Bereket Süleyman Şah Türbesi’nde toprak bütünlüğümüzü hatırladınız da yüreğimizi biraz ferahlattınız. Ama orada durmuyorsunuz ki, her gün pozisyon değiştiriyorsunuz.
Bakın... Ayşe Teyze’nin anlayacağı gibi anlatayım: Teyzeciğim. Bu Avrupalı korsanlar var ya, senin oturduğun evin tapusunu delmek ve mülkiyetine konmak niyetindeler. Sen bu ahlâksızlarla hâlâ dost olur musun, yoksa yalnızlığı mı tercih edersin?
Yorgo’ya selam
Yorgo Kırbaki’ye bravo. Bu kadar objektif ve mantıklı yorumlar yapıp da fanatik bir Yunan mahallesinde yaşamak, kolay gazetecilik değildir. Biz bunun zorluğunu, kendi vatanımızda maruz kaldığımız mahalle baskısından biliriz.