Giriş
Neler oldu. Roller değişti, formalar karıştı.
-Hızlı bir Maocu idi, Kemalist oldu.
-Öbürü, iyi bir sosyalistti, gitti gözü doymaz bir kapitalist oldu.
-Beriki? İnanç dünyasını hiç bilmezdi, şimdi birdenbire hidayete erdi... Hele öbürü? Koyu muhafazakar biriydi, bıraktı.
Cumbadan rumbaya geçiverdi. Hah şöyle: Artık kimsenin sırtında yumurta küfesi göremezsiniz.
Din ve milliyet değiştiren bile var. Sadece kulüp değiştiren yok.
Bu bakımdan...
En usta siyasetçilerin bile çelişkili demeçlerini hiç yadırgamıyoruz. Merkez, yerinden oynamıştır. Sabit kaleler gitmiş, portatif kaleler gelmiştir.
Penaltıların bile garantisi kalmamıştır. Yeni siyasi tercihler, hatta 180 derece dönüşler, gelişim ve başkalaşım adı altında alkış bile almaktadır.
- İlke de neymiş?
İşte sonuç budur.
Seçim kazanabilmek için her şey artık mübahtır. Hile ve desise serbest. Çoğunluğun tahakkümüymüş, azınlığın tahakkümüymüş, hiç fark etmez...
Ey millet!.. Sen sadece oy atıp onay vereceksin...
Tanımadığın, tanışmadığın, fotoğrafını bile görmediğin, huyunu suyunu bilmediğin insanları kendine vekil tayin etmek, senin kaderindir.
Derken, derken...
Koro halinde... Tam bunları derken... Seçim Kanunu’yla Siyasi Partiler Kanunu üzerindeki ciddi değişikliklerin kesin biçimde gündemde olduğunu görüyoruz.
Vallaha hiç ümidimiz yoktu.
40 yıl boşuna avunup beklemiştik. Nihayet o günler geldi... mi dersiniz? Dağ fare doğurmaz inşallah...
Çomak sokan birileri çıkmaz inşallah. Takipçisi olacağız.
