Hâlâ neyi tartışıyoruz? YSK kararı epey geride kaldı. Adaylar yeniden sahaya indi bile... Saat kaç? Kampanya çoktan başladı.
Derler ki hep: - Bugünleri tarih yazar. Ne tarihi? Hangi tarih, neyi yazmış ki? Biz, hiçbir tarihte, ne 46 seçimlerini okuduk, ne Yassıada’yı, ne de Güneş Motelleri’ni. Sadece araştırmacı yazarların kitaplarıyla yetindik...
Bir de yalan yanlış hatıra anlatma meraklısı çenebazlar bilgilendirdi bizi... Hepsi bu. - Tarih yazarmış. Hangi tarih? Ne zaman yazar?
Bir taraf diyor ki:
- Oylarım çalındı.
Öbür taraf diyor ki:
- Kazandığım seçim iptal edildi.
Tarih buna ne yapsın? Yazsa ne yazar? Nasıl hüküm verir? Tarihçiler oturup sanki oylama mı yapar? YSK oylama yaptı da ne oldu? Uzlaşma mı doğdu?
Siyasi Hayatımız, demokrasi döneminin en sert, en hırçın günlerini yaşıyor...
Hem de Türkiye İttifakı’na en ihtiyaç duyulan bir süreçte. Ne hazindir ki, “işgal hevesiyle” etrafımızı kuşatan yabancı güçlere tek kelime söyleyemeyenler, kendi vatandaşlarına, yerli ve milli olan siyasi rakiplerine hakaret yağdırıyorlar. Ne için bu?
- Bir Belediye Başkanlığı için mi?
Allah korusun... Türkiye’yi kaybedersek, ne Belediye kalır ne Vilayet. Ne tapu, ne de mülkiyet. Vallaha siz bilirsiniz.