Kılıçdaroğlu niye kızdı, anlayamadım. Ağzına geleni söyledi:
- Türkiye’de demokrasi askıya alınmıştır.
- Anayasa askıya alınmıştır. - Hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. Bunu bütün dünya duysun.
..........
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “kayıt yasağı”yla ilgili son genelgesine kızmış, anladık ama eleştirilerini sayıp döküp takipçisi de olmak varken, niye bu kadar ağır konuşmuş, niye “bütün dünya bunu duysun” diye bağırmış, anlayamadım.
Gerçi arada bir “Türkiye’de can ve mal güvenli olmadığını” da ilan edip durur ama hiç bu kadar sinirli görmemiştim.
Hatta... “YPG bize mi saldıracak” derken bile gayet sakindi. Size bir şey söyleyeyim mi? İyi ki “Başbakan başka partiden, Cumhurbaşkanı başka partiden değil” azizim, yoksa yanmıştık.
Yine de şu hakkı teslim etmek lazım. Kılıçdaroğlu, siyasette en olgun çağını yaşıyor...
Ayıptır söylemesi, sanki bir zihin açıklığı gelivermiş gibi... 15 Temmuz akşamı, tankların arasında niye yürüyüp gittiğine 5 yıldır cevap verememişti. O cevap, nihayet geldi. Diyor ki:
- O da aynı yerden yürüyüp geçseydi ya. Kimden bahsediyor? Elbet ona da bir açıklık getirecek. 5 yıl sonra.
Daha durun. Aşı meselesi var. Hazret diyor ki: Aşı ve aşılama işini keşke CHP’ye bıraksalar.
En mühimi de “CHP Belediyeleri olmasaydı, Türkiye’nin kaos’a sürekleneceğini” söylüyor. Niye kaos? Nereden çıktı o? Nasıl çıktı o?
Tamam, hatırladım. Kahvehanelerde pişpirik yasağını delmek için “her el yeni iskambil” formülü, kimin buluşuydu? Yahu sizde de hiç hafıza yok.