Akdeniz’de herhangi bir devletle mücadele ettiğimizi sanmayın. Biz orada bir ahlâkla mücadele ediyoruz. Keşke mücadelemiz, ete kemiğe bürünmüş ciddi bir devlet’le olsaydı. O zaman kolaydı. Fakat heyhat. Ahlâkla mücadele çok zordur... Hele arkasında bir ahlâksız daha varsa...
Peki ama nasıl?
Bunu soran çok oldu ama kimse cevap alamadı. Güçlendirilmiş bir Parlamenter Sistem ne demektir? Hızlandırılmış Tren’e benzemez bu... - Nasıl güçlendireceksiniz?
Bir hazırlığınız var mı? Elinizde bir taslak... Yahut sistemin omurgasını teşkil eden bir kurallar manzumesi... Var mı? Varsa açın tartışmaya. Belki milletin hoşuna gider. Bakarsınız gayet benimser.
Fakat hayır. Bunlar Tek Adama hayır’dan başka laf etmiyorlar. Tek Adam’dan kasıt da Erdoğan’ın bizatihi kendisi. Yani başkası olursa mesele yok... En azından böyle anlaşılıyor. Yeterli mi?
Parlamenter Sistem’e dönelim diyorlar. Hay hay. Sistemin kötüsü olur mu? Hem de güçlendirilmiş... Çıkın anlatın. 5 gün arka arkaya basın toplantısı yapın. Ya da seri paneller düzenleyin, bir milli çalıştay tertipleyin. Sistem nasıl güçleniyormuş, tane tane bir izah edin.
Cumhur İttifakı’nın partileri, bugünkü Başkanlık Sistemi’ne geçerken böyle yaptılar. Günlerce anlattılar. Sonra da millete sordular. Ama bunlar, o zaman bile “kan akmadan olmaz” diye tutturdular. Şimdi de dönelim diyorlar. Tamam da nasıl? Nasıl bir güçlendirme?
Cevap yok. Sadece “dönelim.” Ama bir taraftan da Tek Adam Koltuğu’na bir aday arıyorlar. Öyle birini bulurlarsa emin olun ki Hızlandırılmış Tren’in lafını bile etmeyecekler.