Yılbaşı gecesi iki böbreğini de kaybettiğini öğrenen yapımcı ve senarist Yiğit Güralp, ağabeyinin bir an bile düşünmeden, "Bende iki tane böbrek var. Birini veririm" demesiyle adeta yeniden doğdu. Böbrekleri uymayınca çapraz nakle başvurdular. Uygun böbrek bulundu. Ağabeyi böbreğini bir kadına bağışladı, kadının kocası da Yiğit Güralp'e... Yiğit Güralp yeni böbreğine, bağışçısı Ekrem Karaçam'ın adını verdi.
"ÖLMEK ÜZERESİN"
Yazar ve yapımcı Yiğit Güralp, 45 yaşında. Kendisini proje ve senaryo sahibi olduğu 'Ayla' filminin yapımcısına açıp kazandığı davalarla anımsayabilirsiniz. 'Doludizgin Yıllar' dizisi ve 'Sınav' filmi gibi başarılı yapımların senaryosunda onun imzası var. Çalışma hayatına henüz 17 yaşında atılmış. 25 yıl boyunca esansiyel tansiyon, yani nedeni bilinmeyen bir yüksek tansiyon hastalığı olan Güralp, 2017'de bağışıklık sisteminden kaynaklı bir rahatsızlık yaşıyor. Sağlık sorunları peşi sıra geliyor. 2022'de bir kaşıntı sorunu yaşamaya başlıyor. Uyuz salgınından şüpheleniyor. Nitekim baş dönmeleri sıklaşıyor. Vertigo atağı geçiriyor. Sol belinden bacağına uzanan bir ağrı oluşuyor. Huzursuz bacak ya da fıtık olabilir diye düşünüyor. 2023'e bir ay kala yaptırdığı tetkiklerinde kanındaki kreatinin oranı 1 olması gerekirken 8 çıkıyor. "Ölebilirsin, hemen acile git" uyarısıyla doktora koşuyor. Yılbaşı gecesi iki böbreğini de kaybettiğini öğreniyor. Önce dört ünite kan veriliyor. Böbrek, kanı süzen bir organ olduğundan kan kaybı yaşadığı anlaşılıyor. Kaşıntısının da ürik asit artışına bağlı olduğu belirleniyor.
AĞABEYİ BİR AN TEREDDÜT ETMEDİ
Hemen eşi dostuyla bir bilgi havuzu oluşturuyorlar. Bu sayede güvenilir öneriler alıyor. Ancak en güvendiği öneriyi şu an halen üzerine çalıştığı film için danıştığı bir müzisyen arkadaşından alıyor. Arkadaşı aynı sorunu yaşadığını söyleyerek onu Prof. Dr. Barış Akin'e yönlendiriyor. Bu süreçte bir yandan da Çapa Tıp Fakültesi'nde diyalize girmeye başlıyor. Güralp'in kurtuluş reçetesi belli: Böbrek nakli olması gerekiyor.
Ağabeyi Oğuz Güralp (51), "Böbrek lazımsa bende iki tane var. Birini veririm" diyor. Ancak ağabeyi ile böbrekleri birtakım şartlardan uymuyor. Onun yerine Prof. Akin'in başında olduğu Böbrek Nakli Merkezi'ndeki çapraz nakil havuzuna kaydoluyorlar. Dört aile ile eşleşiyorlar. Bunlar içinde yaşları ve sağlık durumları yakın olan Sündüz Karaçam (51) ve eşi Ekrem Karaçam (54) ile uyumlu çıkıyorlar. İki aileye de riskler anlatılıyor ve iki taraf da kabul ediyor.
Ağabeyi Oğuz Güralp, genetik olarak böbrek hastası olan Sündüz Karaçam'a böbreğini veriyor. Sündüz Hanım'ın kocası Ekrem Karaçam da Yiğit Güralp'e böbreğini veriyor. Ameliyat sekiz saat sürüyor. Vericiler (donörler) iki günde taburcu edilirken alıcılar bir hafta sonunda taburcu ediliyor. Prof. Akin, bu durumu, "Aslında ağabey-kardeş böbreklerini paylaşmış gibi oldu. Çünkü Yiğit Güralp'e naklettiğimiz böbrek, ağebeyinin böbreğine çok benziyordu. Hastaların yaşı da yakın" diyerek anlatıyor.
"HAYATA DÖNDÜM"
Yiğit Güralp, "İki ay gibi kısa bir sürede beni çok sert bir durumdan çıkardılar. Tansiyon, bel, bacak ağrım ortadan kalktı, kaşıntılarım bitti. Kansızlığım sona erdi. Nakil sonrasında kreatinin oranım hemen 1'e geldi. Yani vücudum yeni organı tanıdı, böbrek çalışmaya başladı. Ne diyaliz sürecinde ne de ameliyat için tek kuruş ödemedim. Her şeyi devlet karşılıyor. Ben üç yıl önce açtığım şirketimden Bağ-Kur'luyum.
Öncesinde de yıllardır SGK kaydım var. Bu konuda devletin böbrek nakli tedavi süreci çok iyi işliyor. Reçeteli ilaçlar da karşılanıyor. Bağış sürecinde de hiçbir işlemle hasta veya donör ilgilenmiyor. Her aşamayı organize ediyorlar. Resmi dairede evrak işleriyle uğraşmıyorsunuz. Bundan sonra düzenli olarak kontrollerim olacak. Böbreğimin sağlıklı kalması için tüm sistemimin iyi olması gerekiyor. Dolayısıyla hep bebek gibi bakılıyorsunuz. Adettenmiş, ben de böbreğime isim olarak sahibinin adını verdim, 'Ekrem abi' koydum. Ona tıpkı iki canlı olan gebeler gibi ömrümce iyi bakacağım" diyor.
CANIM KARDEŞİM FİLMİ GİBİ
Arzu Film'in varisi Ferdi Eğilmez, geçmiş olsun demek için aradığı Yiğit Güralp'e "Siz ağabeyinle kendi 'Canım Kardeşim' filminizi çekmişsiniz" demiş. Eğilmez'in babası Ertem Eğilmez, Tarık Akan'ın oynadığı Canım Kardeşim filminin yönetmeniydi. Filmde kan kanseri kardeşine kan bulmaya çalışan bir ağabeyin hikayesi anlatılıyordu. Tarık Akan'ın oynadığı 'Ferit' karakterinin adı da Ertem Eğilmez'in çocuğundan geliyordu.
13 YIL ÖNCE DİZİSİNİ ÇEKMİŞ
Yiğit Güralp, Doludizgin Yıllar dizisinin final bölümlerinde böbrek nakli konusunu tam 13 yıl önce işlemiş. Başroldeki çocuk, dizideki düşmanına böbreğini vermiş. "Bu hikayede ilham kaynağım askerlik arkadaşım Ercan Katmer oldu. O da 25 yaşındayken karaciğer hastası olan kuzenine böbreğini vermişti. Çok etkilenmiştim" diyor. Kendisi de bir yıl içinde işe yarayan tüm organ ve uzuvlarını bağışlama kararı almış.
Bu süreçte hastalığını sosyal medyadan da paylaşan Güralp, verdiği olumlu mesajlar nedeniyle bazı kişilerden tepki de almış. "Diyaliz makinesini kendine yediremeyenler gördüm. Pozitifliğim sorgulandı. 'Niye yıkılmadınız?' diyenler oldu. Acar Baltaş'ın da dediği gibi gerçeği kabul etmek ve aksiyon almak lazım. Ben hep bilime inandım. Başınıza her şey gelebilir. Hayatın kimseye adil davranmak gibi bir durumu yok.
Gerçeği görünce kolay uyum gösteriyorsunuz ve her şey sizden yana işlemeye başlıyor. Bu düşünce yapısının çok faydasını gördüm. Bu süreci çok iyi atlatmamın sebebi hayatımdaki tutarlılık oldu. Neye inandıysam çareyi de orada gördüm. Cumhuriyet çocuğu olmakla en çok gurur duyduğum dönemi yaşadım" diyor.
'ŞİFACILAR HEMEN ETRAFIMI SARDI'
Bir de sosyal medya paylaşımlarından radarına girdiği şifacılar olmuş. "İyi niyetle yaklaşan spiritüel kişiler bana şifa, enerji göndermek istediklerini söylediler. Ancak ben sadece elle tutulur bilime inandığımı belirten bir paylaşım yapınca hepsi kesildi" diye anlatıyor. Güralp, ayrıca doktor ekibinin güçlü iletişimi ve mütevazılığının da tedavisinde moral olduğunu belirtiyor, "Her teşekkür ettiğimizde 'Görevimiz' diyorlar.
En ufak kibirleri yok" diyor. Yiğit Güralp, ağabeyi ve donörü Ekrem Karaçam'ın ameliyat sonrası sigarayı bıraktığına çok sevindiğini, bu durumun kalıcı olması halinde dördünün de eskisinden daha sağlıklı bir şekilde hayata devam edebileceğini "Veren için de alan için de ikinci hayat" sözleriyle anlatıyor. Böbrek naklinde vericilerin genel sağlığı ve yaşam şekli değişmiyor. Tek böbrekle hayatlarına sorunsuz devam edebildiklerinden radikal değişiklikler yapma şartları yok. Bu süreç, Güralp kardeşleri de yakınlaştırmış.
İkisi de çalışma hayatı nedeniyle sık görüşemeyen kardeşler, hastalık sürecini birlikte atlatmış. "Ağabeyim hem kendi işlerine baktı hem 83 yaşındaki babamla ilgilenmeye devam etti hem de beni her seferinde diyalize götürüp kapıda bekledi. Bu hastalık bizi yakınlaştırdı. Bağımızı güçlendirdi" dedi.
"BAŞARI HİKAYELERİ ÇIĞRIĞINDAN ÇIKTI"
Kitabı 'İyi Hissettiren Yazılar' yakın zaman önce çıkan Güralp, böbrek nakli süreci için kitap yazmasını önerdiklerini ama yazmayacağını söylüyor. "Zaten benden önce de nakil olan çok insan var. Onlar yazmıştır. Biz okumayan bir toplumuz. Ayrıca başarı hikayeleri çığrından çıktı. Zor bir çağda yaşıyoruz. Başarabilen insanların başaramamış insanlara öğüt vermesini biraz hadsizlik olarak görüyorum. Durup dururken bir alerji yaratıyorsunuz. Hayallerimiz bazı özelliklerimizden dolayı gerçekleşti diye sanki nispet yaparmış gibi anlatmak, biraz edep dışı gelmeye başladı. Hayatımda ve kitabımda yaptıklarımı anlatırken bunu yapmamaya çalışıyorum. Ben 1993 yılında başladım. Bugünkü şartlarda olsa belki ben de başaramazdım. Bugün her şey daha zor. Bu nedenle kendi hikayemi kimseye dikte etmiyorum" diyor.
BİR BÖBREK BİR HAYAT
- Böbrek nakli hastalarına içerdikleri maddelerden dolayı nar, greyfurt, bitki çayları yasak. Hijyen gerekçesiyle de havuz ve sakatat yasak. Vücut organı reddetmesin diye hayat boyu bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanması gerektiğinden nakil olan hastalar neredeyse pandemideki gibi dikkatli yaşıyor.
- Kadavradan alınan nakillerde böbreğin yeniden çalışması için bir iki hafta gerekebiliyor veya hastanın bu süreçte diyalize bağlanması da gerekebiliyor. Ancak canlı nakillerde genellikle aynı gün organ çalışmaya başlıyor.
- Vericilerle nakil öncesinde psikologlar özel görüşme yapıyor. Organı bir baskı altında verip vermediklerini anlamak ve ne kadar hazırlıklı olduklarını öğrenmek için.
- Nakillerde başarı oranı bir yıl sonra yüzde 97.8. Yani hasta, hayatını sorunsuz, diyalize ihtiyaç duymadan sürdürüyor.
- 5 yılda başarı oranı yüzde 92-93, 10 yılda ise yüzde 89.
- Ancak diyalize bağlı devam eden hastanın 10 yıl içinde hayatta kalma ihtimali 10'da bir, hatta yüzde 8.
- Böbrek naklinde Prof. Akin'in geliştirdiği teknik sayesinde eskisi gibi derin kesiler açılmıyor. Eskiden hastaların karnında 20 cm'lik bir kesik açıldığından verici de alıcı da sonrasında zorlanıyordu. Hastanın karın zarı deliniyordu. Ancak Prof. Akin, "İki tane bir cm'lik kesimiz oluyor. Bunların izi zaman içinde kayboluyor. Bir de böbreği tek parça çıkarmak için sezaryen izi gibi 8-9 cm'lik bir iz oluyor. O da çamaşır içinde kaldığından görünmüyor" diyor.