Bir binanın ömrü ne kadardır?
Bina ömrü ekonomik açıdan sürdürülebilirlikle ilgilidir ve bir binanın ekonomik ömrü, yapım tekniğine göre değişir. Ülkemizde en çok kullanılan betonarme binaların ömrü yaklaşık 50-60 yıl civarındadır. Bakımlı olursa, betonarme binaların ömrü en fazla 80-100 yıl kadar olabilir. Günümüzde 1960-1970’li yıllarda inşa edilen betonarme binalar dönüştürülmeye çalışılıyor. Çünkü bu binalar yapıldığı dönemde kaliteli yapılmış olsa bile (ki öyle olmadığını da biliyoruz) ekonomik ömrünü tamamlamış vaziyette. O yüzden onarılması ve güçlendirilmesi ekonomik açıdan mantıklı değil, yenileme gerekiyor.
Bina katına göre yaşı fark eder mi?
Binaların yaşı kat sayısıyla doğrudan ilişkili değil. Ancak yeterince güvenli olmayan çok katlı betonarme binalarda az katlı binalara göre risklerin çok daha büyük olduğu söylenebilir. Yani binanın çok katlı olması, ekonomik ömrünü azaltıcı bir etkene dönüşebiliyor. Az katlı binalarda nispeten bakım, onarım ve güçlendirme daha kolaydır.
En uzun ömürlü binaların sırrı nedir? Yüzlerce yıllık yapılar nasıl ayakta kalıyor?
Uzun ömürlü bina inşa etmenin sırrı tarihi binalarda gizli. Pek çok tarihi binada gördüğümüz kârgir ve ahşap gibi geleneksel yapım teknikleri, malzeme ve tekniği itibarıyla uzun ömürlü binalar inşa etme imkânı verir. Mesela doğal taş veya tuğladan yapılmış bir kârgir binaya ömür biçmek mümkün değil. Bu tür binaları onarım yaparak yüzlerce yıl kullanmak mümkün. Ahşap binalar da benzer şekilde, onarımları yapılarak asırlarca kullanılabilir.
1999 SONRASI BİNALAR DAHA DAYANIKLI
Türkiye ve özellikle fay bölgelerindeki binaların ortalama yaşı nedir?
Türkiye’de 1950’li yıllardan sonra betonarme binaların inşaatı yaygınlaşmaya başladı. En yaşlı olabilecek betonarme binalar yaklaşık 75 yaşında. Hem malzeme kalitesi, zayıf işçilik ve kötü tasarım gibi barındırdığı sorunlar hem de ekonomik ömrünü tamamlamış olması bu binalardaki riski çok büyük hale getiriyor. 1999’daki Marmara Depremi’nden sonra çok şey değişti. İnsanlar inşaatlarda daha dikkatli davranmaya başladı ve kanuni açıdan da önemli değişiklikler devreye girdi. 1999 sonrasındaki binaların daha önce inşa edilenlere göre daha dayanıklı olduğunu kabul etmek mümkün.
Kentsel dönüşümün bina ömrüne etkisi nedir? Bir binanın ömrü uzatılabilir mi?
Bir binanın ömrü ekonomik olarak sona ermişse, o binayı sürdürmeye çalışmak yenilemekten daha masraflı hale gelir. Bu anlamsız olduğundan yenileme yoluna gidilmektedir. Ancak imar durumu bu konuda belirleyici rol oynuyor. Mevcut bir bina, yıkıldığında imar durumuna göre daha az katlı yapılması gerekecekse, bina sahipleri ekonomik ömrünü tamamlamış olsa bile binayı yıkmaktan kaçınıyor. Çok masraflı olsa bile alan kaybı yaşamamak için yenileme yerine güçlendirmeyi tercih edebiliyor. Binaların ömrü zayıflıkları giderilmek suretiyle uzatılabilir. Ancak güçlendirme uygulamasının ekonomik açıdan avantajlı olup olmaması her binaya göre değişkenlik gösterebilir.
MÜHENDİSLİK AÇISINDAN YIKILAN BİNA KABUL EDİLEMEZ
Kamu binaları ve özel konutlarda bina ömrü farklılık gösteriyor mu?
Kamu binaları, konutlara göre daha güvenli tasarlanması gereken binalardır. Geçerli yönetmeliklere riayet edilerek tasarlanıp inşa edilen kamu binaları, işlevine bağlı olarak konutlara göre daha güvenli ve daha sağlam olacaktır. Ancak bina ömrü bakımla da ilgili olduğundan, kamu binalarında bakım konusunda sürekli yaşanan sorunlar, bina ömrünü azaltıcı yönde olumsuz etkiler oluşturuyor.
Deprem bölgesinde incelemeler yaptınız. Bazı binaların yıkılıp bazılarının yıkılmadığı sokaklar gördük. Bu nasıl olabildi?
İnşaat mühendisleri, binaları bölgede yaşanan büyüklükteki depremlerde hasar alabilecek şekilde tasarlar. Bir başka ifadeyle bu binaların böyle büyük depremlerde hasar alması normaldir. Ancak binalar, içinde yaşayan insanların can güvenliğini korumak için hasar alsa bile tamamen göçüp yıkılmamalıdır. İyi mühendislik hizmeti almış bir bina, yönetmeliklere uygun olarak tasarlanıp inşa edilirse, ağır hasar alır ancak tamamen yıkılmaz. İşte bazı binaların ağır hasar almasına rağmen ayakta kalmasının sebebi budur. Aslında tüm binaların bu şekilde can güvenliğini sağlayacak şekilde davranması lazımdır, yani hasar alsa bile tamamen göçmemelidir. Ancak maalesef çoğu bina hiç kaçma fırsatı vermeden tamamen insanların üzerine yıkıldı. Bu mühendislik açısından asla kabul edilemeyecek bir sonuçtur.