Öncelikle, Katar’ın güvenlik için yardım aldığı tek ülke Türkiye değil. ABD, İngiltere, Güney Kore, Fransa, İtalya, Fas ve Pakistan da güvenlik desteği sağlayacak. Çünkü 3 milyon nüfuslu Katar’ın sadece 380 bini Katar vatandaşı. Dünya Kupası’nda 1.2 milyon turist bekleniyor. Haliyle ülkede bu kadar büyük bir uluslararası etkinliği koruyacak personel yok. Sekiz stadyum ve otellerin çevresi güvenlik kalkanına alınacak.
Dünya medyası, “Silahları, kendi saldırı helikopteri ve sayısız zırhlı aracı olan PÖH, dünyada kadın güvenlik birimine de sahip sayılı güçlerden biri” diye bahsediyor.
KOMUTA TÜRK AMİRLERDE
- Türkiye’den terörle mücadeledeki başarısıyla bilinen Polis-Özel Harekat (PÖH) biriminden 100 polis, 3 bin çevik kuvvet, 50 bomba uzmanı ve 80 polis köpeği görevlendirildi.
- 800 Katarlı personel, ‘spor güvenliği’ ve ‘sosyal etkinliklere müdahale’ konusunda Türkiye’den eğitim aldı.
- Fransa da drone kontrolünde uzmanlaşmış 191 polisini görevlendirdi. Paris’teki Şampiyonlar Ligi final maçında Liverpool taraftarına biber gazı sıktığı için orantısız müdahale ile suçlansa da Fransız güçleri, holiganlarla mücadelede en tecrübeli ekiplerden.
- İslami kuralların geçerli olduğu Katar’da Fransız kadın polisler de ekipte yer alacak. Çünkü güvenlik ekipleri Katar’a değil kendi milletlerinden amirlerine bağlı olacak. k Katar, sadece masrafları üstlenecek.
ABD’DEN İSTİHBARAT DESTEĞİ
Ancak sanıldığı gibi hiçbir ülke milli güvenlik gücünü ‘paralı asker’ olarak sunmuyor. Aksine turnuvanın barış içinde geçmesine katkı için muazzam bir işbirliği sergileniyor. Dünya Kupası ilk kez bir Orta Doğu ülkesinde düzenleniyor. Üstelik Katar’ın bu çapta bir etkinlik geçmişi yok. ABD’nin New York polisi de ocaktan itibaren Katar’a eğitim verdi. Bu temmuzda imzalanan anlaşmayla da ABD terör, insan kaçakçılığı gibi potansiyel suçlardan arananlar konusunda Hamad Havalimanı ile istihbarat paylaşımı yapıyor.
İYİ NİYET ÖLÇÜSÜ
Katar kendi yüzlerce vatandaşını da askere çağırdı. Dört ay boyunca işlerinden ücretli izinle ayrılan bu kişiler, stadyumlardaki güvenliği sağlayacak. Taraftara olumlu bir beden dili ile yaklaşma, odaklanma ve gülümseme eğitimi de alıyorlar. Yani görüldüğü gibi, futbol hiçbir zaman sadece futbol olarak kalmıyor. Dünya Kupası, ülkelerin ilişkilerini şekillendirmede ve iyi niyet alışverişinde anlamlı bir rol üstleniyor. Küresel işbirliği sayesinde belki de şimdiye kadar düzenlenen en güvenli kupaya şahit olacağız ve bu örnek, uluslararası bir etkinlikte tek sorumluluğu ev sahibi ülkeye ‘yüklememe’ konusunda öncü olacak...
Havadan sudan konuşmamayı normalleştirelim
Dünyanın en zengin insanı Elon Musk, geçen gün çok önemli bir konuya değindi. “Havadan sudan konuşmak (small talk) neden hâlâ yasal?” dedi. Günümüzde aşılması gerektiğine inandığım bir problem. Kesinlikle bir zaman israfı. “Konuşacak iyi bir şeyin yoksa hiçbir şey söyleme” öğretisine sahip bir inanç kültürümüz olduğu halde ‘boş muhabbet’ yapan o kadar çok ki. Örneğin İskandinavya ülkelerinde, özellikle İsveç’te bu tür sohbetler görgüsüzlük. Birine durduk yere “Havalar da bozdu” türünden manasız, ucu bir yere gitmeyen sohbet başlığı açmak hakaret kabul ediliyor. Sosyal normlara uyanların yaşadığı ülkeler oldukları için bu normları takip etmemek yasal suç işlemekten beter bir yaptırıma tabi: O kişiyi anında dışlıyorlar. Sohbeti, gerçekliği ve anlamlı bir bilgiyi paylaşma yolu olarak gördüklerinden, havadan sudan konuşmaya ‘kallprat’ (soğuk sohbet) ya da ‘dödprat’ (ölü sohbet) diyorlar. Batı’nın örnek alınacak nadir özelliklerinden biri, bence bu.