İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde beş gün önce dijital bir sergi açıldı. Adı ‘Antik Gelecekler’ (Ancient Futures). “Bir şey hem eskide hem de gelecekte nasıl olabilir?” sorusunu sordurduğu için adı böyleydi. Facebook, WhatsApp ve Instagram’ın çatı şirketi ‘Meta’, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile xtopia şirketinin kurucusu Lalin Akalan’ın ev sahipliğinde ağırlandık. Büyüleyici gece, müzenin silüeti üzerine yapılan mapping gösterisi ile başladı.
Müzenin cephesi kanvas olarak kullanılarak üzerinde şiir enstalasyonu sergilendi. ‘Her şey zamana ait. Ve zaman tarafından korunuyor. Antik geçmişler, antik gelecekler, tanrılar ve tanrıçalar, gökyüzündeki insanlar, yeryüzündeki yerler ve bütün insanlık, hepsi zamana ait’ sözleri, muhteşem bir ışık gösterisiyle gece boyunca müze cephesinden yansıdı.
YENİ DÜNYA İNŞASI
‘Dijital sanat ve spekülatif gelecek’ temalı serginin şifresi de bu şiirde saklıydı: Geçmiş ve geleceği bugünde yaşamayı vadediyordu. Öyle de oldu. “Geçmiş zamanımız ve kültürel mirasımızdan ilham alarak yarının mitolojileri ve arkeolojik kalıntılarını bugün nasıl oluşturuyoruz?” sorusuna yanıt niteliğinde 27 eser ve hikayesi, kurgusal biçimde sunuluyor. Buna ‘worldbuilding’ pratiği deniyor. Yani dünya inşaa pratiği. Eserler “Gelecekten günümüze bir kazı yapılsaydı, ne tür yeni yaşayış biçimleri, tanrılar, evrenler ve medeniyetlerle karşılaşırdık?” üzerine düşündürüyor. Bu proje, geleceğimizi nasıl kurguladığımızdan teknolojik gelişimlere toplum olarak nasıl ayak uydurduğumuza, nasıl bir evrim geçirdiğimize dair uzun yıllar düşündürecek sorular ortaya koyuyor.
Serginin açılış konuşmasını Meta Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı Derya Matraş yaptı. “Metaverse, henüz burada değil. Tıpkı internet gibi, hayatımıza yavaş yavaş giriyor. 10-15 yılı var. Ama biz şimdiden vizyonumuzu belirliyoruz” dedi.
MÜZEDE HAZİNE AVINA ÇIKMAK
Bugünün gerçeklerini ve hayallerini gelecekteki insanlar sanat dili üzerinden nasıl yorumlayacak ve nasıl anlayacak? Gelecekteki medeniyet, bugünü, yerli ve yabancı sanatçıların dijital ve fiziksel eserleriyle keşfediyor. Meta’nın Quest 2 isimli metaverse için hazırlanan sanal gerçeklik (VR) gözlükleri ile dijital sergi gezilebiliyor. Milattan önceye ait eserlerin arasında gelecekten bir insan kimliğine bürünüp antik kazı yapmak inanılmaz bir deneyimdi! Müzedeki dijital sergi için eserlerin yanında QR kodlar var. Eserlerin hangi zamana ait olduğunu anlamak için bir hazine avına çıkmış hissi yaşıyorsunuz. Ayrıca müzede sergilenen tarihi eserleri de VR gözlükle incelemek mümkün.
Müze içerisinde konumlandırılan dijital ekranlar ve VR deneyim alanlarıyla sergi 30 Ekim’e kadar açık.
SANAT IŞIĞINDA DİJİTAL DEVRİM
Örneğin Helios heykelini Quest 2’nin dokunmatik hareket denetleyicileri ile elime alıp inceleyebildim. Çıplak gözle müzedeki eserin orijinalinde göremeyeceğim kadar çok ayrıntısını görebildim. Metaverse sanıldığı gibi gerçeği ve fiziksel hayatı yok etme değil, tam tersi; gerçeği daha farklı ve her yönden kavrayabilmeyi sağlama potansiyeli ile beni yine hayret içinde bıraktı. Dijital bir devrimi sanatın ve sanatçıların öncülüğü içinde yaşamamız, beni kendi mesleğim adına da heyecanlandırıyor. Bu sayede içerik üreticileri ve sanatçıların gelecek inşasında ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Bu arada 882 yılında Karaman’dan Londra’ya götürülen Sidamara Lahdi’nin eksik parçası olan ‘Eros’ başı bu yaz Türkiye’ye iade edilmişti. Lahde yerleştirilen başı ait olduğu yerde görmek çok iyi geldi!
Gelecekteki medeniyet, Ecem Dilan Köse, Beryl Bilici, Kerim Safa, Kerim Dündar, Enes Güç, İdil Dursun, Memo Akten, Sarper Baran, Pınar Yoldaş, Liam Young, Theo Triantafyllidis, David OReilly, Behnaz Farahi, Jonathan Monaghan’ın dijital eserleri, Meltem Şahin, ha:ar Enes Güç, Mesut Öztürk, Alper Derinboğaz ve Gaye Su Akyol’un da fiziksel eserleriyle bugünü keşfediyor.