Giriş
İlişkideki ideal yaş farkı göreceli bir konu. Çünkü yaş ilerledikçe farkın açılması mümkün olabiliyor. 38 yaşında birinin 23 yaşında biriyle birlikte olması uygun bulunmaz pek. Ama 50 yaşında birinin 86 yaşında biriyle olmasına kimse pek takılmaz.
Bu işin ahlaki yönü. Ama gerçekte de ilişkilerin yürüme ve başarılı olma şansı da yaş ilerledikçe artıyor. Arkadaşlık platformu OKCupid’in araştırmasında kadın ve erkeklerin yaş farkı konusunda tercihlerinin değiştiği görülmüş. Kadınlar kendi yaşlarına yakın erkekler ararken erkekler her yaşta 20’li yaşlardaki kadınlara daha çok ilgi duyuyor. Evrimsel dürtüler başka, gerçekler başka. Zira yaş farkı azaldıkça çiftlerin ayrılık ve boşanma riski de azalıyor. Aralarında 5 yaş fark olan bir çiftin ayrılık ihtimali yüzde 18’ken, 10 yaş farkta bu risk yüzde 39’a yükseliyor. İsveç’teki bir araştırmada 4-6 yaş aralığı ideal çıkmış. Ama bu sonuçlar, erkeğin daha büyük olduğu durumlarda geçerli.
AKRANLIK ÖMRÜ UZATIYOR
Yaş farkının yüksekliği sosyal kabul görmeyi de azalttığından çiftlerde aidiyet zayıflıyor ve ayrılık riski artıyor. Eskiden erkeklerin daha genç kadın arayışında menopoz faktörü etkiliydi. Ama bugün menopozun etkilerini azaltan yöntemler olması, yaşlanmanın gecikmesi ve yavaşlaması, bu dengeyi değiştirmeye başladı. Yaş farkının az olması, yaşlılık için de bir tür yatırım. Çiftler benzer olgunlaşma süreçlerinden geçtiklerinden birbirlerinin fiziksel ve zihinsel sağlık ihtiyaçlarına daha kolay yardımcı oluyor. Bunun, ömrün uzunluğunda ve sağlıklı yaşlılıkta da bir karşılığı var. Daha önce Chris Evans’ın 16 yaş küçüğü bir kadınla evliliğinde de işlediğim bu konuya yine sevdiğim psikolog Sadia Khan’ın görüşleriyle yer vermek istiyorum. Psikolojik açıdan baba sorunu olmayan bir kadının kendinden çok büyük bir erkeğe ilgi duymayacağı, çocuklarıyla iyi ilişki kurma potansiyelindeki bir erkeğin de kendinden çok küçük kadınlara çekilmeyeceğine dair bir açıklama getirdiğini hatırlatırım. Yani bir ilişkideki yaş farkı, o kişilerin aile algısı ve ebeveynlik kalitelerini de ele veriyor.
Müjde Uzman
TÜKENMEK BİR HAKTIR
Bu hafta ülkemizde aktris Müjde Uzman’ın dile getirmesiyle ‘tükenmişlik sendromu’ yeniden gündeme geldi. İyi de oldu. Bu duruma alaycı yaklaşmak, vicdani bir problem olsa gerek. Çünkü tükenmişlik, diğer tüm hisler kadar insanidir. Işıltılı, dertsiz bir hayatı olduğunu düşündüğünüz herhangi biri arka planda ciddi bir tükenmişlik savaşı veriyor olabilir. Bu sendroma, hareketsizlik içeren her şeye küçümseyerek bakan bir kültürün bize ödettiği bedel de diyebiliriz. Tükenmekte hisseden kişilere verilebilecek en gereksiz tavsiye de “rahatlamasını önermek” olacaktır. Zira yapamadığı tek şey ‘rahatlamak’tır zaten. Hiçbir şey yapmama fikri sizi rahatsız ediyorsa, tükenme riskiniz oldukça yüksek.
DÜŞÜNMEME REÇETESİ
Oysa hiçbir şey yapmamak zaman kaybetmek değildir. Sadece benimsediğimiz çalışma alışkanlıklarımız, zamanı verimli ve yaratıcı kullanmaya dair dayatılan dogmalar yüzünden uzaklaşmakta zorlandığımız bir fikir bu. Güney Kore’de 90 dakika boyunca ‘hiçbir şey yapmadan ve düşünmeden durabilme’ yarışması var. Modern ve şehirli insan için en zor yarışma bence bu. Hiçbir şey düşünüp düşünmediğinizi nereden biliyorlar? Nabız takibinden. Düşündükçe nabız değiştiğinden nabzı en uzun süre sabit kalan kişi şampiyon oluyor. Düzenli olarak tek başına kalmayı ve düşünmeden durabilmeyi içselleştirmek, tükenmişliğin önlemi olabilir!
SZA- Michael Jackson
BILLBOARD REKORLARI EFSANELERE SAYGISIZLIK
Billboard’un müzik listelerinde rekor kırmak, her şarkıcının hayali olsa gerek. Şarkıcı SZA’nın ‘SOS’ albümü, Billboard 200 tarihinde siyah bir sanatçının en uzun süre ilk 10’da kalan albümü olmak üzere. 12 hafta daha kalırsa Michael Jackson’ın Thriller albümünün rekorunu kıracak. E, ama bu adil bir yarış mı şimdi? Michael Jackson’ın albümünü, plaklarını almak için insanlar nasıl fedakarlıklar yapıyordu kim bilir. Bir defa fiziksel olarak gidip edinmek gerekiyordu. Şimdi bir albümü sadece tek bir tık’la dinleyebiliyoruz. Hiçbir zahmete katlanmadan. Çevrimiçi dinlenen albümlerle çıktığı dönem sadece manuel dinleme imkanı olan albümlerin aynı listelerde yarıştırılması, biraz saygısızlık oluyor.
