Yeni neslin hayatta kalma becerileri sosyal medya yüzünden zayıfladı
Güney Kore’de geçen hafta Cadılar Bayramı kutlamasında yaşanan izdihamda 153 kişi öldü. Çoğu 20’li yaşlarında ve onların da çoğu kadındı... Facia, hayran oldukları bir ünlüyü görüntülemek için aynı yöne doğru yönelince yaşanmıştı. Geçen yıl yeni neslin ikonlarından rapçi Travis Scott’ın konserinde çıkan izdihamda da 20’li yaşlarında 10 genç ölmüştü. Gençler nasıl oldu da bu kadar kolay ölebildi? - Pandemi koşulları, teknoloji çağına doğmuş olmak ve gerçeklik algısı açısından yeni kuşağın hayatta kalma becerilerinin nasıl etkilendiğini, - Sosyal medya için görüntüleme, kaydetme, belgeleme isteğini, yaşamlarını tehlikeye atacak kadar önemli bulmalarının dünyanın geleceği için bize neler söylediğini uzmanlara sordum...
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist PROF. DR. NEVZAT TARHAN:
DİJİTAL DEVRİM, DÜRTÜ BOZUKLUKLARINI TETİKLİYOR
“Evlilik olgunluğu olmadan evliliği tavsiye etmiyoruz. Sosyal medya olgunluğu olmadan da kullanımını önermemeliyiz. Sosyal medya özgürlüğünün yaşı olmalı. Koruyucu ruh sağlığı yaklaşımına göre çocuklar 3 yaşına kadar sosyal medya ile tanışmamalı, 7 yaşına kadar tek başına ekranları kullanmamalı, 14 yaşına kadar da filtreli/ebeveyn kontrolünde kullanmalı. Çocuklar henüz dürtüleri kullanma becerisi kazanmadıklarından, dürtü kontrol bozuklukları artıyor, bu kişiler hoşuna gideni yapar, gitmeyeni yapmaz, sonunu düşünmeden hareket eder, aklına ilk geleni yapar. Bu da okula silah götürmek gibi suç oranlarını ve şiddet olaylarını artırır. Dijital devrimin gençlerde yol açacağı en önemli tahribat; yalnızlık, anlamsızlık ve sorumsuzluk. Anlam karmaşası nedeniyle intihar vakaları da artıyor. Devlet, sosyal medyayı kurallı bir ortam haline getirmeli. Aileler de artık çocuklarla daha çok zaman geçirmeli, dikey değil yatay ilişki kurmalı. İtaat ve korku odaklı kültürden güven ve ikna odaklı kültüre geçişe ihtiyaç var.”
Çocuk ve genç psikiyatristi DOÇ.DR. VEYSİ ÇERİ:
‘SAHTE DÜNYA ALGISIYLA BÜYÜYORLAR
“İnsanların doğduğunda kendilerine dair ya da dünyaya dair herhangi bir zihinsel işleyiş ve anlamlandırmaları olmuyor, gerek kendileri gerekse dış dünyaya ve gerçeklik algısına dair zihinsel anlayışları erken çocukluk dönemindeki yaşantılarına göre şekilleniyor. Bu dünyanın kurallarını bilmeden doğuyoruz. Çocukların bazı şeyleri sürekli olarak yere atmalarının nedeni fizik kurallarını öğrenmeye çalışmalarından. İnsan yavrusu, ilk günlerden kendisine sahte bir gerçeklik algısı verilirse buna göre hareket edecektir. Ekranlı cihazlar, çocukların gerçeklik, dünya ve kendilik algıları üzerinde çok etkili. Ekranlarla büyüyen çocuklar, motor becerilerini ya da duyularını geliştirecek uyaranlardan mahrum kaldıkları için nerede nasıl davranacaklarını öğrenmekte zorlanıyor. Sosyal medyada ilginç olmanız, tuhaf davranmanız ve adeta gerçekliğe meydan okumanız ilgi görüyor. İnsan davranışının, bilhassa çocukların davranışının yönünü belirleyen en önemli şeylerden biri ilgi görmesi. Bu durum onları ekstrem davranmaya itiyor.”
ZİHİN SAĞLIĞI EĞİTİMİ İSTİYORLAR
ABD’de yapılan bir araştırmada 1997- 2012 arasında doğan Z kuşağına fiziksel hayatta hangi becerilerin eksikliğini hissettikleri ve okulda ders olarak eğitimini almak istedikleri sorulmuş. Yanıtlar şöyle: k YÜZDE 37: Zihin sağlığı k YÜZDE 36: Savunma sanatı k YÜZDE 35: İlkyardım k YÜZDE 34: Yemek pişirme k YÜZDE 32: Mali kaynak yönetimi k YÜZDE 28: İletişim becerileri k YÜZDE 28: Duygusal zeka yeteneği k YÜZDE 27: Zaman yönetimi k YÜZDE 23: Hukuk bilgisi k YÜZDE 23: Otomobil bakımı k YÜZDE 21: Ev tadilat ve onarımı k YÜZDE 20: Beslenme k YÜZDE 18: İlişki danışmanlığı k YÜZDE 16: Örgü/dikiş k YÜZDE 14: Pazarlık k YÜZDE 13: Dijital görgü kuralları