Rükzan SağırYeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

HABERİ PAYLAŞ

Yeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

Egzersiz uçurumu’ diye bir makale gördüm New York Times’ta. Kadınların günlük hayattaki koşturmadan dolayı erkekler kadar egzersiz yapamadığı, spora zaman ayıramadığını anlatıyor.

Yeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

Erkeklerin yüzde 43’ü haftalık egzersiz hedeflerini tuttururken, kadınlarda bu oran yüzde 33’müş. Üstelik bu durum sadece ABD’ye özgü değil. 147 ülkede yapılan araştırmalar, kadınların her yaşta erkeklerden daha az hareket ettiğini söylüyor. Ama durun, “Kadınlar yeterince çaba göstermiyor” ya da “Ev işleri eşit paylaşılmıyor” gibi modern zamanların gözde bahanelerine sarılmadan önce bir düşünelim. Egzersiz eşitliği denilen şey, modern dünyanın gerçeklikten kopuk eşitlik hayalinin bir sonucu olabilir mi? Kadınlar ve erkekler arasındaki biyolojik, sosyal ve kültürel farklılıklar, yaşamın her alanında doğal bir rol dağılımı yaratıyor. Kadınların aile içindeki yönlendirici, düzenleyici ve besleyici rolleri, asırlardır toplumun temel taşlarından biri. Modern hayat ise bu rolleri sorguluyor, ters yüz ediyor ve herkese eşit sorumluluklar yüklemeyi öneriyor. Ama kadınlar iş hayatına tam zamanlı katılırken, ev içindeki geleneksel sorumluluklar pek değişmedi. Kadınların omuzlarındaki yük katlanarak arttı. Egzersiz eşitliği çağrıları da işte bu dengenin bozulmasının bir yansıması.

Haberin Devamı

Yeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

ÖNCELİKLER MESELESİ

Erkekler ve kadınlar farklı önceliklere sahip, farklı motivasyonlarla hareket ediyor. Erkekler genelde egzersizi bir kaçış ve kendilerine özel bir alan olarak görüyor. Kadınlarsa, içgüdüsel olarak çevresindekilere öncelik veriyor ve kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atıyor. (Anayız biz ana!!!) Bunu modern dünyada yanlış bir davranış gibi göstermek yerine, belki de bu doğal eğilimin toplumun sağlıklı işleyişine katkısını kabul etmeliyiz. Kadınlar ve erkekler bire bir aynı olmak zorunda değil. Hayattaki rollerimiz ve önceliklerimiz farklı. Dünyanın en ayrıcalıklı kesiminde yer alan aktris Jennifer Aniston, yıllar yılı ‘erkek gibi’ spor yapmanın sağlığına faydadan çok zararı olduğunu itiraf etmişti! Kadınların modern hayatın tehlikelerine karşı ‘sağlıkları için’ daha fazla hareket etmesi gerektiği bir gerçek. Ama mesele “Daha çok egzersiz yapın!”, “Erkekler kadar egzersiz yapın” demek değil. Asıl mesele kadınlar bunu hayatlarının neresine sığdıracak? Belki de modern dünyanın yapması gereken, kadınlara “Sen neden yapamıyorsun?” demek yerine, onların gerçekliklerini anlamak ve destek olmak. Modern eşitlik dayatmaları, kadınların zaten yeterince ağır olan yüklerinin altına bir yenisini eklemekten başka bir işe yaramıyor. Ayrıca zayıflama iğnelerini en çok kadınların kullanıyor olmasında da egzersiz uçurumunun bir payı olsa gerek...

Haberin Devamı

Yeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

Geleceğin moda ikonları sahnede: Koza 2024

32. Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, Raffles Hotel’de ihtişamlı bir gala gecesiyle gerçekleşti. Geceye Sude Keskin ve onun ‘De Pulchritudo’ koleksiyonu damga vurdu. Yani bu yılın şampiyonu Sude oldu. Umut Kaya ‘İki Yüz Yirmi İki’ koleksiyonuyla ikinci oldu. Ahmet Can Hızlı ise ‘Beni Böyle Sev’ koleksiyonuyla üçüncülüğü kaptı. Paradan eğitime, moda dünyasına sağlam bir giriş bileti olan ödüllerini aldılar.

Haberin Devamı

Yeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

Lamia Duran’ın Porselen adlı koleksiyonundan.

Jüri üyeleri arasında Arzu Kaprol ve Hakan Yıldırım gibi devler vardı. Yarışan 10 koleksiyon da birbirinden iyiydi. Her yıl yaşanan ‘bir önceki kadar iyi olur mu’ endişesinin yerini büyük bir hayranlık ve umut aldı yine. İlk üçteki Sude ve Ahmet Can gibi Lamia Duran’ın Porselen adlı koleksiyonu ve Selçuk Durdu’nun Mefkure adlı koleksiyonundaki Anadolu motifleri ve işçiliği uyarlamasına aşık oldum! Ülkemizdeki yetenekli gençlerin, milli kimliklerine sahip çıkarak kozalarından çıkışını izlemek bana çok iyi geldi! Koza’nın yeni yıldızlarını keşfettiği gecede bir kez daha anladık. Bu iş sadece kumaş ve tasarımla değil, cesaretle ve kültürel değerlerini bilmekle oluyor. Tekstil cenneti ülkemizin dünya moda sahnesine katacak çok şeyi var...

Yeni eşitlik yanılgısı: Egzersiz uçurumu

TORUN TORBASIZ KUŞAK

X ve Baby Boomer kuşaklarına güncelleme geldi; ‘torun torbasız kuşak’ oldular. Özellikle Batı ülkelerinde torunları olmayan yaşlılar terapistlere gidip dert yanıyormuş. Olmayan torunlarının yasını tutuyorlarmış... Bizim gibi memleketlerde çocuk yapmak bir bayrak yarışı gibidir. Anne baba, “Sıra sende” diyerek o bayrağı çocuğa verir, sonra da torun bekleyişi başlar. Ama bu devirde işler pek öyle gitmedi. Y ve Z kuşakları farklı dünyalarda büyüdüler. Torun sevdirme motivasyonu onlara hiç aşılanmadı. Sorumluluk edinme yetenekleri anne babalarına göre daha az gelişti. Torun diye ağlayanlara, “Siz onlara çocuk yapacakları bir hayat sağladınız mı?” diye çıkışan gençler var. İşte bu yaklaşım bile tek başına bu tabloyu açıklayabilir belki. Her durumda suçu bir başkasına atmaya çalışma, geçmişi yargılama eğilimi, yeni nesli çocuksuz, ailelerini de torunsuz bıraktı bence.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder