Her yeni yıl öncesi kendimize verdiğimiz sözler, tuttuğumuz dilekler listesi uzar gider. Ancak liste yapanların çoğunun sözünü tutma süresi sadece 17 gün. Hatta 17 Ocak, resmi olmasa da ‘Yeni Yıl Kararlarından Vazgeçme Günü’ olarak anılıyor. İşte o listenin yıllardır takibini yaparım. Her sene ilk sırada “Daha çok spor/egzersiz yapmak” ve “Kilo vermek” yer alırdı. Ta ki bu yıla kadar. 2024 kararları listesinin başında yüzde 59 oranıyla “Para biriktirmek” var. Egzersiz yapmak yüzde 50 ile ikinci sıraya gerilemiş. Altıncı sırada yüzde 26 ile yemek ve enerji gibi ihtiyaçları kısıtlama var. Yüzde 19 ile sosyal medya kullanımını azaltmak ve iş stresini hafifletmek yer alıyor.
HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ
Kilo verme kararları konusunda hedeflerine karşı kendini sorumlu hisseden insan oranı yüzde 20! Geçen yıl bu oran yüzde 77’ymiş. Yani büyük bir düşüş var. Bu liste, küresel psikolojinin resmi gibi. Savaşlar, enflasyon, enerji ve gıda krizi, hastalıklar hepimizin belini büktü. Gelecek belirsizliği endişesi ile insanların önceliği ekonomi oldu. Bu hedefe bağlılık süresinin 17 günden fazla olacağı kesin. Öte yandan yaşanan zorlukların sadece belli coğrafyaya, belli sınıflara özgü olmadığı, hepimizin aynı bulutların altından geçtiği hissini verdiği için bu listeyi hem hüzünlü hem de rahatlatıcı buldum. İnsanların fantezilerden uyanıp hayatın gerçeklerine karşı hedefler geliştirmesi açısından da içinde olduğumuz uyanış çağıyla tutarlı bir yıl bizi bekliyor...
YILBAŞI HEDİYESİ ADABI: ETKILEŞIM UĞRUNA GÖRGÜSÜZ OLMAYIN!
Yılbaşı ruhunun en sevdiğim yanı hediyeleşmek. Yılın bence en anlamlı zamanı. Doğum günlerinden bile daha özel olduğunu düşünüyorum. Çünkü hep birlikte Güneş’in çevresinde bir turu tamamlamış oluyoruz. Dünyaca kontrolümüz dışında aynı anda başardığımız tek zafer bu. Ama hediyeleşme biraz amacından saptı. Bir tür yarışa döndü. Elbette gerçek hayatta değil, sosyal medyada. Bunun bir görgüsü, adabı vardı oysa. Markalar çünkü bu konuyu da kapitalist sistemin lehine kullanmayı çözdü. Hediye adı altında yaptıkları gönderilerin paylaşılmasıyla bedava reklam yapıyorlar. Bu hak edilmemiş hediye paylaşımlarını, belki hayatında hiç hediye almamış, insanlarımızın olduğu bir kültürde bu kadar fütursuzca yapmak bana ayıp geliyor. Bu konuyu en iyi bilene, Zarafet Akademi Kurucusu, Eğitimci, Yazar Gökhan Dumanlı’ya sordum. Şunları söyledi:
HEDİYELEŞME NEZAKET KONUSUDUR
“Hediye kültürü; zamana, kişiye ve toplumsal yapıya göre değişkenlik gösterir. Söz konusu yılbaşı olduğunda ise tüm dünyada geçerli olan zarafet kuralları devreye girer. Yılbaşı hediye kültürü öncelikle aile arasında gerçekleşerek daha sonra yakın arkadaşlara, iş arkadaşlarına ve eşinizin/partnerinizin ailesine şeklinde zaman içinde yayılım göstermiştir. Hediyeleşme, rekabet değil, nezaket konusudur. Sosyal medyada aldığınız hediyeyi paylaşmanın görgü kuralları içerisinde yeri yoktur. Kişi teşekkürünü karşısındaki kişiye eğer yüz yüze aldıysa o anda, bir paket yoluyla teslim aldıysa da telefonla arayarak iletmelidir. Hediyeleşme, alan ve veren arasında özel bir an olarak gerçekleşmelidir. Sosyal medya üzerinden başkalarına gösterme ihtiyacı, hediyeleşme kültürünün manevi değerleriyle örtüşmez. Eğer paylaşmak isteniyorsa da karşınızdaki kişiden izin almadan yapılmamalıdır. Markaların hediye olarak gönderdikleri ürünleri sosyal medyada paylaşmak da bu dönemde yapılan yanlışlardan biri. Gösteriş yapmayı, profesyonel bir iş birliği içindeymiş gibi göstermek hem paylaşanın hem de hediyeyi gönderen markanın imajına ciddi olumsuz bir intibası oluyor.”
‘GÖSTERİŞE TEŞVİK PROFESYONEL DEĞİL’
“Kişiler, etkileşim almak ve başka markalara kendi sosyal medya hesaplarının gücünü bu şekilde pazarlamak için bu hediyeleri amacı dışında kullanıyorlar. Durum, kime daha fazla hediye geldi yarışına dönüyor ki bu da ne yazık ki sık karşılaştığımız görgüsüzlüklerden biri ve aslında çeşitli sebeplerle hiç hediye alamamış, alma imkanı olamamış insanların da olumsuz etkilenmesine sebep oluyorlar. Burada profesyonel iş birliklerini, marka yüzlerini, elçilerini elbette ayrı tutmak gerekiyor. Bir konsept olarak sunulan ve profesyonel şekilde yapılan paylaşımları, bu yukarıda saydıklarımızın dışında tutmak gerekiyor.”