Çocuk sahibiyseniz zaman zaman, tam olarak nasıl cevap vereceğinizi bilmediğiniz bazı sorularla karşı karşıya kalırsınız. Mesela altı yaşındaki oğlum geçenlerde bana “İnsan hakları ne demek” diye sordu. Bir yandan anlatmaya çalışırken bir yandan da “Çocuklara hak kavramı nasıl anlatılmalı” diye internete baktım. Ve karşıma Birleşmiş Milletler’in onayladığı “Çocuk Hakları Sözleşmesi” çıktı. Bu sözleşmenin 31’inci Maddesi’nde her çocuğun oyun oynama hakkına sahip olduğundan bahsediliyor. Yani oyunun çocuklar için; din, dil, ırk, cinsiyet, gelir grubu fark etmeksizin doğuştan sahip olunan bir hak olduğu hatırlatılıyor. Çünkü oyun; çocukların fiziksel, ruhsal, zihinsel ve sosyal gelişimi için temel bir gereklilik. Bu haklarını kullanırken sosyal ve zihinsel becerilerini geliştirebilmeleri için duydukları ihtiyaçların başında da oyun parkları geliyor. Büyük şehirlerde her birkaç yüz metrede bir, irili ufaklı sayısız parka rastlanırken Anadolu’nun pek çok köyünde tek bir tane bile çocuk oyun parkı olmadığını biliyor muydunuz? Neyse ki bu konuda yürütülen eşsiz bir iyilik hareketi var. OMO; atık plastikleri, Anadolu’da çocuk oyun parkı olmayan yerlere park yaptırmak için geri dönüştürüyor. Proje çocuklarımıza hem geri dönüşümün önemini öğretmek için bize bir kapı açıyor hem de ülkemizin parksız bölgelerindeki çocukları oyun parklarına kavuşturuyor.
İKİNCİ PARK AÇILDI
Malum böyle harika fikirlerle ortaya çıkan çok marka gördük. “Yapacağım” deyip yapmayan veya projeyi tamamlamadan sonlandıranlar çok oldu. Büyük bir mutlulukla söyleyebilirim ki OMO o markalardan biri değil. “Yapacağım” dedikten çok kısa bir süre sonra ilk parkını açtı. “Nasılsa bir tane yaptım, sözümü tuttum” demedi ve üç ay geçmeden ikinci parkı da tamamladı. Ağrı’dan sonra bu kez de Trabzon’da parksız bir köyü çocuk oyun parkıyla kavuşturdu. Üstelik bunu da çöp diye attığımız plastikleri geri dönüştürerek yaptı.
DEĞİŞİM ŞART
Hepimiz biliyoruz ki daha güzel yarınlar için bazı şeylerin değişmesi şart. En başta değiştirmemiz gereken de yarınlarımızı simgeleyen çocuklarımızın gelişimlerine katkı sağlayacak imkanları yaratmak ve onlara temiz bir dünya bırakmak. OMO bu değişime katkı sağlamak için elinden geleni yaptığını kanıtladı. Şimdi sıra bizde. Onların da dediği gibi “Değişim sensiz olmaz!” OMO’nun başlattığı “İyilik İçin Kirlenmek Güzeldir” hareketine siz de dahil olun. Evinizdeki plastik atıkları ayrıştırıp OMO Geri Dönüşüm Kutuları’na atın ve böylece OMO’nun yeni parklar yaptırmasına destek verin. İnanın hiç zor değil!
‘İyilik İçin Kirlenmek Güzeldir’ Projesi Hakkında
Bazılarımız için çocuğumuzu parka götürmek günlük rutinimizin bir parçası. Etrafımda her gün yaz kış demeden parka gitmeye alışık çocuklar var. Buna rağmen “Parka gitmek ister misin” diye sorulduğunda asla “Hayır” demiyorlar. Parklarda oynamaktan hiç sıkılmıyor, hiç bıkmıyorlar. Bahsettiğim bu parklar alışveriş merkezlerinin içinde bulunan ve cebinizdeki paranın çoğunu harcamak zorunda olduğunuz ücretli parklar değil. Bildiğiniz belediyelerin yaptığı ya da okul bahçelerinde bulunan ücretsiz parklar.
Bizim oturduğumuz bölgede belki de her 200 metrede bir çocuk parkı bulunuyor. Bir yerden bir yere giderken belki de onlarca çocuk parkının önünden geçiyoruz. Trafik ışıkları, yol üstü marketler ya da bir kırtasiye görmek kadar doğal etrafımızda oyun parkı görmek. Belki de bu yüzden bu ülkede yaşadığı bölgede oyun parkı olmayan çocuklar olabileceğini hiç aklıma getirmedim. Ta ki Omo’nun iyilik hareketinden haberdar olup içine dahil olana dek.
Daha önce de bahsetmiştim. Plastik atıklarımızı İstanbul’un çeşitli bölgelerindeki Omo Geri Dönüşüm Kutuları’na atarsak Omo’nun bu atıkları geri dönüştürerek çocuk oyun parkları yapmak gibi bir projesi var. Biz de oğlumla ve Posta yazarı arkadaşlarımızla bu projeye destek verip plastik atıklarımızı bu kutulara attık. Kâğıt üzerinde harika bir proje. Neden destek olmayalım ki? Hem de çocuklarımıza geri dönüşümün önemini anlatmak gibi harika bir fırsat sunuyor bize. “Tabii ki seve seve içinde bulunur hatta tanıdığım herkese anlatırım” diye düşündüm. İyilikle yola çıkılmış her şeye her zamanki gibi elimden gelen desteği veririm zaten. Ama size bir itirafta bulunmam gerekirse; asla ve asla bu girişimin bu kadar hızlı meyveler vermeye başlayacağını ve benim bu meyvelere bizzat şahit olabileceğimi hayal etmemiştim. Biz çöplerimizi ayrıştırır, kutulara atarız ve gerekli bütçeler, emek ve zaman oluşunca bir şeyler olur, belki duyarız, belki duymayız diye düşündüm. Çünkü ne yazık ki çoğu iyilik projesinin böyle büyük hayallerle başlayıp sonuca ulaşmasının yıllar sürdüğünü görmüştüm. Ama Omo’nun İyilik İçin Kirlenmek Güzeldir projesinde böyle olmadı. Çok kısa bir sürede bir çağrı aldım. Bu projenin ilk meyvesi olan parkın açılışına gitmek isteyip istemeyeceğim soruldu. Tabii ki gittim. Ağrı’nın Uzunyazı Köyü’nde ilk park yapılmıştı. Çocuklar o parkta oynamak için gün saymıştı. Çünkü köylerinde başka oyun parkı yoktu ve hiç olmamıştı. Böyle büyülü bir anda o güzel çocukların gözlerindeki heyecanı görme ihtimali beni de çok heyecanlandırdı.
Köye varıp, park alanına geldiğimizde bayramlıklarını giymiş çocukları gördüm ilk önce. Çünkü o gün onlar için bir bayramdı. Nasıl heyecanlı, nasıl mutlulardı. Birlikte daldık park alanına. Kolumda çanta elimde telefon saniyede bin beş yüz fotoğraf çekmeye hazırdım. Ama olmadı. Çantayı da telefonu da bir kenara atıp başladım onlarla oynamaya. Bir tahterevallide en az 10 çocuk oynuyordu. Her salıncağın arkasına sıra bekleyen çocuklardan kuyruklar oluşmuştu. Kaydıraklardan çocuklar ardı ardına karıncalar gibi kayıyordu. Neşeli çocukların sesleri kulağıma gelen en güzel müzikten bile daha güzeldi. Bir an durdum ve içimden “İyilik her zaman kazanacak” dedim. İyi niyet, iyi hareket, iyi proje, iyi marka... Kısaca iyilikle yola çıkılan her konu, her duygu her zaman kazanacak. Biz evimizde ufacık bir değişiklik yapacağız. Plastik atıklarımızı ayrıştırıp Omo Geri Dönüşüm Kutularına atacağız ve ülkenin başka bir köşesinde (yaşadığı bölgede oyun parkı olmayan) bir çocuk parkına kavuşacak. Bu kadar minicik bir değişim ile o kadar büyük bir fark, neşe ve mutluluk yaratacağız. Ne kadar ince düşünülmüş ne kadar faydalı bir proje!
Tam bunları düşünürken bir de ne göreyim. 7-8 çocuk tahterevallinin bir tarafında ve tek bir çocuk diğer tarafında havada asılı kalmış. Havadaki çocuk dahil hepsi kahkahalarla gülüyor. “Hooop” dedim. “Öyle olmaz, sizin arkadaşlarınız varsa benim de var!” Hemen etraftaki yetişkinlere seslendim ve başladık oynamaya. Uzunyazı Köyü’nün çocukları bir uçta biz yetişkinler diğer uçta, kim daha ağır gelecek diye yarıştık. Yukardaki çocuğu aşağı, aşağıdakileri yukarı taşıdık. Yetmedi inip birbirimizi kovaladık. Yetmedi iki kaydıraktan kim daha hızlı kayacak diye bahse girdik. Dakikalar saatlere döndü. Sonunda nefesim kesildi. “Durun” dedim. “Sizin gibi genç değilim. Yaşlıyım ben, bir su içeyim.” O güzel köyün çocuklarından biri hemen elindeki suyu uzattı. “İç de oynamaya devam edelim” dedi. İçimin yağları eridi. Tabii ki devam ettik. Sırada salıncaklar vardı. “Daha hızlı, daha yukarı” diyordu salladığım çocuk. Adı Zahir’di. Sırada bekleyenleri görüp “Hadi dedim biraz da onlar binsin.” Zahir indi, sıradaki arkadaşına döndü “Biraz da abla binsin, biz onu sallayalım” dedi. “Olmaz” dedim hemen. “Bu park sizin, siz sallanın.” Bana ne dedi biliyor musunuz? “Senin de olabilir abla!” İşte ben o anda bittim. Daha önce köyünde hiç parkı olmamış bir çocuk, parkının ilk açıldığı günde, o parkı benle paylaşmak istedi. Bu ne demek biliyor musunuz? Böyle güzel kalpli çocuklar için daha çok şey yapmamız gerek demek. Bunu hepimizden önce görüp böyle özel bir projeye imza atan Omo gibi markalara “İyi ki varsınız” demek gerek. Çünkü “İyilik her zaman kazanacak!” Bu iyiliğin parçası olmak hepimizin elinde.
Beni tanıyor ya da takip ediyorsanız bugüne kadar yüzlerce geri dönüşüm ya da ileri dönüşüm etkinliği yaptığımı ve paylaştığımı bilirsiniz. Pek çok insanın çöp diye attığı şeylerden; oyunlar, oyuncaklar, objeler ve hatta süsler yaptım. Bunların bazılarını çocuklarla ve çocuklar için, bazılarını annelerle ve evlerimiz için yaptım. Geri dönüşüm konusunda bunca içerik üretmeme rağmen evimde çöp atarken plastikleri ayrıştırmayı hiç beceremedim. Siz deyin tembellikten ben diyeyim zamansızlıktan ya da etrafımda plastik atıklar için özel bir çöp konteynırı olmamasından. Sebep ne olursa olsa olsun bizim evde çöp ayrıştırma diye bir kavram hiç olmadı. Ta ki gazeteden arkadaşlarım toplu olarak bir iyilik hareketine dahil olduklarını söyleyip beni de davet edene kadar. Belki de aradığım ve beklediğim ilham onlar aracılığıyla gelmiş oldu.
Omo’nun “İyilik için Kirlenmek Güzeldir” projesi için plastik atıklarımızı ayrıştırmaya ve biriktirmeye başladık. Fırsat bu fırsat oğluma “geri dönüşüm”ün sadece etkinliklerimizde değil evimizde de olabileceğini anlatmaya başladım. Her 6 yaşındaki çocuğun yapacağı gibi “Neden” sorularının ardı arkası kesilmedi tabii. Önce plastiklerin doğada nasıl çözülmediğini, doğaya verdikleri zarar vs anlattım. Doğal olarak bir süre sonra dinlemekten yoruldu. İşte o zaman Omo’nun projesinden bahsettim. “Evimizde ayrıştırdığımız ve biriktirdiğimiz plastik atıkları Omo Geri Dönüşüm Kutuları’na atarsak Anadolu’da yaşadığı bölgenin yakınlarında oyun parkları olmayan yerlere parklar yapılacak” dedim. Onu kalbinden vuracak konunun bu olduğunu biliyordum. Neredeyse her yüz adımda bir çocuk parkı olan bir bölgede yaşadığımız için oğlum oyun parkı olmayan yerler olabileceğini hiç düşünmemişti. Böylece görev bilinci yüklendi ve hemen plastik atıklar için yeni bir çöp kutusu alındı.
Oğlumun ilk yorumlarından biri “Tıpkı alışveriş merkezleri ve havaalanlarında olan farklı renklerdeki çöp kutuları gibi” oldu. Yani anlayacağınız temel çoktan atılmış, farkındalık oluşmuş geriye sadece uygulama kalmış. İki üniversite bitirmiş, doğayı seven ve korumak isteyen bendeniz; bu kadar önemli bir konuda adım atmak için boşuna beklemişim. Boşuna üşenmişim yani. İyi ki Omo gibi bir marka var ve iyi ki bizi harekete geçirecek, çocuğumu bilinçlendirirken hem doğaya hem de Anadolu’daki çocuklara fayda sağlayacak bir proje geliştirmiş. Bu sayede uzun zamandır ertelediğim ve üşendiğim evimdeki atıkları ayrıştırma fikrini hayatıma dahil etmiş oldum. Çocuğuma erken yaşta geri dönüşümü ve faydalarını anlatmış ve bu konuyu içselleştirmesini sağlamış oldum.
Evimizdeki plastik atıkları ayrı bir çöp kutusunda toplamak önce bir oyun, bir tür etkinlik gibi başladı. Şimdiyse el yıkamak, diş fırçalamak, yemek yemek kadar doğal bir sürece döndü. Siz de çocuklarınızla bu iyilik hareketinin bir parçası olabilirsiniz. İyiliği etkinliğe, etkinliği iyiliğe dönüştürebilirsiniz. Çocuğunuzla plastik atıklarınızı ayırırken buna önce bir oyun gibi başlayın. Sonra o atıkları geri dönüşüm kutularına atmaya birlikte gidin. Ve bu atıkların dönüştüğü oyun parklarından görselleri çocuğunuza gösterip bu gururu onunla paylaşın. Oyun olarak başladığınız bu hareket kısa sürede alışkanlığa dönüşecek. Ve hem çocuğunuzun hem dünyamızın geleceği için en güzel adımlardan biri atılmış olacak. Benim size ve oğluma söylediğimi siz de çocuğunuza söyleyin: “Gel değişimi birlikte başlatalım. Plastiğin atığa değil, oyun parklarına dönüşmesine katkı sağlayalım. Değişim sensiz olmaz!”
Not: Omo’nun bu harika projesine dahil olup hem çocuğunuza geri dönüşümün önemi öğretmek hem de Anadolu’daki çocukların yüzlerini güldürmek isterseniz siz de plastiklerinizi Omo Geri Dönüşüm kutularına atmayı unutmayın. İstanbul’da Beykoz, Ümraniye ve Üsküdar Belediyeleri ile yapılan iş birliği sayesinde bu bölgelerdeki pek çok okulun önünde bulabilirsiniz bu kutuları. Daha detaylı bilgi ve adresler için https://www.omo.com/tr/iyilikicinkirlenmekguzeldir.html sayfasına da bakabilirsiniz.
İlandır
Evde çocuklarla etkinlik yapmak bazen çok sıkıcı olabiliyor. Çocuklar da bizim bu enerjimizi hissedip emek ve zaman harcadığımız o etkinliklerden beklediğimiz keyfi alamıyor. Bu nedenle ben milyonlarca etkinlik önerisi içinden beni de eğlendirecek olanları seçmeye özen gösteriyorum. Çocuklarla çocuk olabildiğimiz etkinlikleri yaparken sadece onlar değil biz de eğlenebiliyor, keyif alabiliyoruz. Böylece evde yaptığımız etkinlikler el becerisini arttırma, yaratıcılığa destek, merak duygusu aşılama, başarı hissi sağlama gibi tüm kazanımlarının yanı sıra aynı zamanda da iyi vakit geçirme zenginliğini de yanında getirebiliyor!
Haftanın Evde Yapılacak Çocuk Etkinliği Önerisi
Ananas ve Karpuz Temalı Pinyata Yapımı
Bu aralar üst üste birçok çocuk doğum gününe davetliydik. Birbirinden farklı temalardaki bu partilerin ortak noktası sonunun pinyata etkinliğiyle bitmesiydi. İçi sürpriz dolu bir kutuya sırayla sopayla vurup patlatmaya çalışan çocukların eğlencesini izlemek gerçekten çok keyifliydi. Bu deneyimden yola çıkarak oğlumla kendi pinyatalarımızı yaptık. Bir pinyata etkinliği için illa da bir doğum gününe ihtiyacımız yok ama eğer yakınlarda bir kutlama varsa bir taşla iki kuş da vurabilirsiniz!
İhtiyacımız olan malzemeler şöyle:
Cadılar Bayramı bizim kültürümüzün bir eseri değil. Hatta eminim aranızda bu günü çok anlamsız bulan ve tepki gösterenler de vardır. Benim bakış açım şöyle; çocukları mutlu eden her şeye sonuna kadar açığım! Bu bayram bizim bayramımız olmasa da çocuklara bolca neşe katıyor. Kostümler, şekerlemeler ve oyunlar ilgilerini çok çekiyor. Tabi bu durumda bana da etkinlikleriyle onlara eşlik etmek düşüyor!
Haftanın Evde Yapılacak Çocuk Etkinliği Önerisi
Bal Kabağından Kedi Yapımı
Bu hafta çocuklarımızla bal kabağından kocaman bir kedi kafası yapacağız. Yabancılar balkabaklarını oyarak çok çeşitli etkinlikler yapıyor. Ama ben kabağı oymadan boyayarak ve yapıştırarak bir etkinlik seçtim. Böylece neredeyse her yaş gurubu çocukla keyifle yapabilirsiniz.
İhtiyacımız olan malzemeler şöyle:
Son zamanlarda hava hep yağmurlu veya kapalı. Çocukları alıp parka götüremiyoruz. Açık havada yürüyüş yapamıyoruz. E haliyle tüm ev halkı bir hayli sıkılıyor. Böyle zamanlarda biz ev içi etkinliklere her zamankinden daha sıkı sarılıyoruz. Biraz film keyfi, biraz aile oyun saati ve bolca el işi etkinliği yapıyoruz. Bu paylaşım hepimize iyi geliyor ve havanın kasvetini unutturuyor. Sizlere de tavsiye ederiz.
Haftanın Evde Yapılacak Çocuk Etkinliği Önerisi
Keçeden El Aynası Yapımı
Bu hafta çocuklarımızla yine hem çok eğleneceğiz hem de çok keyifli bir etkinlik yapacağız. Biraz karton, biraz keçe ve bir aynadan kedi temalı çok sevimli bir el aynası yapmaya hazır mısınız?
İhtiyacımız olan malzemeler şöyle:
Sonbaharın etkisi mi, yıldızlardaki hiç bitmeyen Retro mu bilmiyorum ama bu aralar ben dahil etrafımdaki herkeste bir isyan sezinliyorum. Yetişmeyen işler, bir türlü topla kalamayan evler, huysuzlukta tavan yağmış çocuklar ve sağı solu belli olmayan hava da bu ruh halimize pek yardımcı olmuyor. Böyle zamanlarda deşarj olacak bir uğraş bulmak her zamankinden daha değerli geliyor bana. Beni biliyorsunuz ben bir şeyler ürettikçe kafamı dağıtabiliyorum. Bu nedenle de eğer siz de bu ara stresli hissediyorsanız size biraz el emeği uğraşlara yönelmenizi tavsiye etmek istiyorum. Başlangıç olması için de bu hafta da size kafanızı dağıtacak çok keyifli iki öneri hazırladım.
Haftanın Evde Yapılacak Çocuk Etkinliği Önerisi
Yumurtalardan Sevimli Hayvanlar
Bu haftaki çocuk etkinliğini yaparken hem ben hem de birlikte yaptığımız çocuklar o kadar eğlendik ki paylaşmazsam olmazdı. Üstelik ortaya çıkan yumurta hayvanlar o kadar sevimli oldu ki evimizin de baş köşesinde yerini buldu. Umarım sizler de yaparken bizim kadar eğlenirsiniz
İhtiyacımız olan malzemeler şöyle:
Ben çocukken ne tabletim vardı ne de telefonum. TRT dışındaki ilk kanalın açıldığı günü hatırlayacak yaştayım! AVM’lerde gezip, oyuncakçılarda “Bende bundan var, bundan da var, bundan da...” diyebilecek kadar oyuncağım da yoktu. Gerçi AVM de yoktu desem yeridir! E ben ne yapardım? Sokakta top oynardım, koltuğu uzay gemisi yapardım, saç fırçasını mikrofon, tencereyi davul, sayılı oyuncağımı dizer onlarla sohbet ederdim. Ve çooook eğlenirdim. Bence şimdiki çocuklar hem çok şanslı hem çok şanssız! Şanslılar çünkü her şeyleri var. Şanssızlar çünkü bizim kadar eğlenemiyorlar. O zaman şanssızlıklarını şansa çevirelim. Bizim çocukluğumuzdaki eğlencelerden esinlenip onlara yeni kapılar açalım. İşte bu haftanın yazısının çıkış noktası tam da bu!
Haftanın Evde Yapılacak Çocuk Etkinliği Önerisi
Kağıt Havlu Rulosundan Mikrofon Yapımı
Hangimiz saç fırçasını mikrofon yapıp ayna karşısında kendi klipimizi çekmedik ki? Bu dünyanın görüp görebileceği en detone sese sahip olsam da çocukluğum kendimi Sezen Aksu zannederek geçmiş olabilir! Hayali oyunlarımın en renkli görüntülerini de bu şekilde vermiş olabilirim. Şimdi sıra aynı fırsatı çocuklarımıza yaşatmakta. Biliyorum teknoloji gelişti ve sokaklarda bile pilli mikrofonlar satıyorlar ama hiçbiri bu hafta bizim yapacağımız mikrofon kadar şirin değil bence!
İhtiyacımız olan malzemeler şöyle: