II. Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül 1939’dan bittiği 7 Mayıs 1945’e kadar, Türk ordusuna bağlı birliklerden 22 bin 663 asker hayatını kaybetti. Türkiye, savaşa katılmamasına rağmen, 2 bin 106 gün süren savaş süresince bakımsızlıktan, yetersiz beslenmeden, hastalıklardan dolayı resmi kayıtlarına göre 22 bin 663 askerini kaybetti. Aşağıdaki yazıda, girmediğimiz savaşta yitirdiğimiz 168 vatan evladının acı hikayesini okuyacaksınız…
Türkiye, II. Dünya Savaşı’ndan önce İngiltere’ye dört denizaltı, dört muhrip savaş gemisi ve uçak filosu siparişi verdi. İngiltere önce olayı ağırdan aldı, Türkiye’yi oyaladı.
Savaşın başlamasıyla birlikte gemilerin teslimatı iyice gecikti. 18 Haziran 1941 tarihinde Türkiye ile Almanya arasında imzalanan ‘Saldırmazlık Paktı’ anlaşması, İngiltere’nin tutumunu değiştirdi. Türkiye ile Almanya arasındaki yakınlaşmayı gören İngiltere, sipariş edilen dört denizaltı ile dört muhribin teslimatı için harekete geçti. Gemilerin teslimi için bir askeri grubun İngiltere’ye gönderilmesini istedi.
Türkiye, gemileri teslim alacak personeli İngiltere’ye gönderme kararı aldı. Heyet, deniz yoluyla önce İskenderiye’ye, oradan da hava yolu ile İngiltere’ye gidecekti. Dönemin Milli Savunma Bakanı Saffet Arıkan, askeri kafilenin Mısır’a götürülmesi için Ulaştırma Bakanı Cevdet Kerim İncedayı’dan bir gemi kiralamasını istedi. O da sahiplerinin ‘yalnız yük taşıyabilir, insan taşımaya uygun değildir’ dediği eski Refah şilebini kiraladı. Tahsis edilen Refah, yolcu taşımacılığına uygun değildi, 40 yaşında sadece 28 yolcu kapasiteli bir yük gemisiydi. Kafile komutanı Yarbay Zeki Işın ile Refah şilebinin süvarisi İzzet Dalgakıran’ın tüm uyarı ve ikazlarına rağmen, bu gemi göz göre göre ölüme gönderildi! Refah, 23 Haziran 1941 tarihinde Mersin Limanı’ndan Mısır’a doğru hareket etti. Şilep, Mersin’den hareketinden 5 saat sonra, 22.30 sıralarında Kıbrıs açıklarında kimliği meçhul bir denizaltı tarafından torpillendi.
Şilebin makineleri ve telsizi kullanılamaz hale geldi. Kurtarma filikalarından sadece biri iş görür vaziyetteydi. Refah’ın denizle mücadelesi dört saat sürdü. Nihayetinde battı. Tek kurtarma filikasıyla facia yerinden ayrılan 28 kişi, 36 saat sonra Karataş mevkiinde karaya çıkarak geminin battığını merkeze bildirdi. Türkiye’nin olaydan tam 36 saat sonra haberi oldu! Havadan ve denizden yapılan kurtarma ve araştırma faaliyetleri sonucunda faciadan 3 gün sonra dört denizci sağ olarak kurtarılabildi.
Görevli personelden 168 kişi öldü, sadece 32 kişi kurtuldu. 15 denizci subay, 16 havacı öğrenci, 48 denizaltı astsubayı, 63 deniz askeri ve 26 mürettebat olmak üzere toplamda 168 denizci şehit oldu. Refah şilebini kimin batırdığı hâlâ meçhul! İngiliz denizaltı batırdı diyen de var, Almanlar batırdı diyen de var. Yanlışlıkla İtalyan denizaltı torpilledi diyen de var. Sonunda Refah’ı, Fransız bir denizaltının yanlışlıkla torpillediği kanaatine varıldı. Sonrasında Fransa ile yapılan gizli pazarlıklar sonucu, iki savaş gemisi donanmaya katıldı. Daha sonra bir İtalyan deniz subayı, geminin İtalyan donanmasına ait bir savaş gemisi tarafından batırıldığını öne sürdü. Bu olay, savaş sürecinde gizli tutuldu ve normal bir deniz kazası gibi gösterildi. Meclis, olaydan sonra soruşturma komisyonu kurdu. Savunma ve ulaştırma bakanları istifa etti.
Çürük gemi seçimi, iki bakanı koltuğundan etti. Olay mahkemeye taşındı, ancak sonunda herkes beraat etti ve dava kapandı! 27 Haziran 1951’de çıkarılan bir kanunla kazada hayatını kaybedenler şehit kabul edildi.1970’te Mersin’de Refah şehitleri için bir anıt dikildi...