Genç bir adam karşısındaki duvara kendi kendine şut çekiyordu. Duvara çarpıp geri gelen topu bazen ayağının içiyle, bazen de burnu ile karşılıyor, ayağını topa alıştırıyordu. Bu talimi uzaktan izleyen arkadaşı yanına sokuldu, biraz şaşkın bir ifadeyle: ”Azizim ne yapıyorsun, duvarı mı yıkacaksın?” diye takıldı. Talim yapan, topa vurmayı bırakıp yanına gelen arkadaşına: “Bak İngilizler, Rumlar takımlar kurdu, müsabaka yapıyor. Gel biz de bir futbol takımı kuralım, onlara duman attıralım” dedi. Bu sözler ilk Türk futbol takımının habercisiydi. Bu iki gençten topla oynayan Fuad Hüsnü Bey, arkadaşı ise Danyal Reşad Bey idi…
Yeni kurulan futbol kulübünün başkanı Reşad Danyal Bey seçilir, Fuad Hüsnü Bey de bu takımın futbolcusu olur. İlk talimlerini, şimdiki Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğu alan olan Papazın Çayırı’nda yaparlar. Başkan Danyal Reşad Bey, iki ay sonra takımın artık yeterli kıvama geldiğini düşünür ve bir gün takımı etrafına toplayıp bir konuşma yapar: “Çocuklar, siz artık piştiniz, Rumlarla bir maç yapacağız. Göreyim sizi. Şimdi her oyuncunun yerini ve vazifesini anlatacağım. Kulaklarınızı iyice açınız, beni dinleyiniz. Kaleci; bizim kalemizi koruyacak, topla hücum eden karşı taraf oyuncusunun ayağından topu yakalayacak veya bu mümkün olmazsa yumruklayacak. Takımın kalecisi hemen atılır, “Kimi yumruklayacağım Danyal Bey?” Danyal Bey her zamanki muzipliği ile “Her geleni bir yoklarsın. Şöyle on, on beş gün kadar hastanede yatsın yeter” der ve ilave eder, “Azizim kaleye insan girecek değil, top girecek! Tabii sen de topu yumruklayacaksın.”
Başkan Danyal Bey’in takımı, kuruluşundan birkaç hafta sonra, 26 Ekim 1901 tarihinde, Kadıköy’deki Papazın Çayırı’nda şehirdeki Rum takımı karşısına ilk maçına çıktı. Maçı 5-1 kaybeden takımın tek golünü Fuat Hüsnü Bey attı. Bu maç, yeni kurulan takımın ilk ve son maçıydı! Maç sona erdikten sonra sahaya giren hafiyeler, bazı yönetici ve futbolcuları tutukladı. Kulübün esas amacının padişaha karşı bir darbe örgütlenmesi olduğuna dair bir iddia ortaya atılır ve bu baskının ardından kulüp feshedilir. Takımın kurucularından Fuat Hüsnü Bey askeri mahkemeye verilirken, Reşat Danyal ise Tahran’a sürgün edilir. Verilen bu ceza, Fuad Hüsnü Bey’in futbol aşkında kesinlikle en ufak bir değişikliğe neden olmaz. Bu olaylar sonrasında yabancı bir takma ad alarak futbol oynamaya devam eden Fuad Hüsnü Bey, daha sonra kurulacak olan Galatasaray ve Fenerbahçe’de top koşturmuş ve şampiyonluklar kazanmıştır. Aynı zamanda 1907 yılında Kadıköy- Moda maçını yöneten Fuad Hüsnü Bey, tarihteki ilk Türk futbolcu olduğu gibi, ilk Türk hakemi unvanına da sahiptir.
Kulübün oyuncularından Fuat Hüsnü Bey’in 1923 yılında ‘Spor Alemi’ adlı dergide yazdığı yazıya göre kulüp 1901 yılının sonbahar aylarında kuruldu. Takımın diğer bir oyuncusu Kemani Nuri Bey’in 1923 yılındaki bir ifadesine göre takım forması; göğüs kısmının önü, yakası ve kollarının ucu beyaz, geri kalan kısmı kırmızı olan ve yünlü bir kumaştan üretilen gömlekten ibaretti. Takım oyuncularının giydiği şort beyaz, çorapları ise siyah renkteydi. Kurulan ilk Türk futbol takımının adı, Black Stocking FC’dir (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü). Türk futbolunun ilk takımı, 1903 yılında kurulan Beşiktaş olarak bilinir. Ancak genel kanaatin aksine 1901 yılında kurulan Black Stockings FC, Türk futbol tarihinin ilk takımıdır. Bu takım, aynı zamanda Galatasaray (1905) ve Fenerbahçe’nin de (1907) temelini oluşturur…