“Kara Kemal’in kulakları ağır duyuyordu. Yine de gürültüye irkildi. Olacakları anlamıştı. Odadan, bahçeye atladı. Bahçedeki tavuk kümesine girdi ve belinden çıkardığı tabancasını başına sıktı.” Kemal Tahir’in “Kurt Kanunu” adlı romanında bu kadar ayrıntılı bilgi verebilmesinin nedeni, romanda Kara Kemal’in saklandığı evin sahibi emekli maliyeci Emin Bey olarak bahsedilen şahsın gerçekte Kemal Tahir’in dayısı olan bir emekli posta memuru olmasıdır.
Polis evde yanar vaziyette bıraktığı sigara ve bahçeye açılan pencerenin açık olmasına bakarak arama başlatınca yakalanmamak için kümeste intihar etti. Kara Kemal’in intiharı tartışmalıdır; Selahattin Duman bir yazısında Kara Kemal’in cesedinin fotoğrafı olduğunu, göğsünde dört kurşun yarası bulunduğunu ve kesin olarak vurulduğunu iddia eder. Ten renginin koyuluğu ve sahip olduğu gizemli kişilik sebebiyle Kara Kemal olarak anılır. I. Dünya Savaşı sonrası mütareke yıllarında Kara Vasıf ile birlikte Karokol Cemiyeti’ni kurdu.
Kuva-yı Milliye’ye İstanbul’dan cephane ve adam gönderdi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ‘küçük efendisi’ olarak bilinir. ‘Büyük efendi’ Talat Paşa’nın sağ koludur. İttihat ve Terakki’nin iktisadi aklı olmasına rağmen, cebinde sigara parası olmadığında diğer ittihatçılardan borç alan birisidir. Cumhuriyet döneminde esnaf örgütlenmesine giderek, birçok şirket kurdu. Savaş yıllarında daha çok iktisadi alandaki çalışmalarıyla ön plana çıktı. Cemiyetin benimsediği “Milli İktisat” politikası doğrultusunda gayrimüslim kesimin ülke ekonomisi üzerindeki egemenliğini milli burjuvazinin gücüyle kırmayı amaçladı.
Sayıları savaşın sonuna doğru 92’yi bulan sayıda milli şirketin kurulmasını sağladı. Kara Kemal, milli şirketlerden sonra milli bankaların kuruluşuna da öncülük etti. Milli Mücadele’nin zaferle neticelenmesinden sonra İttihatçı kadroları yeniden iktidara getirmek ümidiyle Atatürk’ün yakın çevresine girmeye çalıştı. Kara Kemal, İzmit görüşmesinden sonra Atatürk’ün İttihatçılara geçit vermeyeceğini anladı. İstanbul’a döndükten sonra eski İttihatçı arkadaşlarıyla sık sık toplanarak İttihat ve Terakki’yi yeniden iktidara taşımanın yollarını aradı. Atatürk, Karakol Cemiyeti’nin Anadolu’daki milli direnişi İttihatçı harekete dönüştürme amacına yönelebileceğini hesaba katarak Kara Kemal ve ekibine karşı daima mesafeli durdu.
Kara Kemal’i gizlice takip ettiren Atatürk, onun gerçek niyetini anlamakta güçlük çekmedi. Kurtuluş Savaşı sonrası Kara Kemal başta olmak üzere ülkede kalan eski İttihatçılar, Mustafa Kemal Paşa ve ekibi yerine kendilerini yeniden iktidara taşımak amacıyla dönemin Maliye Nazırı Cavit Bey’in Şişli’deki evinde toplantılar düzenlemeye başladı. Söz konusu görüşmelerin sonucunda Mustafa Kemal Paşa’ya suikast düzenlenmesi kararlaştırıldı. Suikastın tetikçileri arasında yer alan Motorcu Giritli Şevki isimli şahsın suikast planındaki bazı aksamalar nedeniyle korkuya kapılıp, 14 Haziran 1926’da durumu İzmir Valiliği’ne ihbar etmesi üzerine, suikast hazırlığı açığa çıktı.
Suikast girişiminin Atatürk’ün şahsını ortadan kaldırmaktan çok yönetimi devirip İttihat ve Terakki’yi iktidara geçirmeyi amaçladığı kanaatine varıldı. Suikastin azmettirici ve baş tertipçisinin Kara Kemal olduğu anlaşıldı. 1926 yılında Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkum edildi. Güvenli olduğunu düşündüğü bir evde kıstırılınca bahçedeki kümese saklandı ve yakalanacağını anlayınca intihar etti. Kara Kemal’in engel olunamaz bir tutkuyla bağlandığı İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni ihya etme çabaları, kendi hayatıyla birlikte fırkanın da sonunu hazırladı…