Sadık Gültekin’le Doğru TercihBir garip Türkiye macerası...
HABERİ PAYLAŞ

Bir garip Türkiye macerası...

Samuel Insull, 1879’da meşhur mucit Thomas Edison’un şirketinin Londra şubesinde işe başladı. Zekası ve çalışkanlığıyla kısa sürede dikkat çekti. 1881’de gittiği ABD’de, önce Edison’un özel sekreterliğini üstlendi, sonra da hızla yükselerek onun şirketlerinin idaresinden sorumlu oldu. Kısa zamanda enerji devine dönüşen Insull, ABD’nin “aydınlanmasında” önemli bir rol üstlendi. Otuz iki eyalette beş bin yerleşim biriminin elektriğini sağladı ve milyon dolarlar kazandı. Yatırımlarını daha da büyütmek için şirketinin hisse senetlerini satışa çıkarttı.

Haberin Devamı

1929 buhranı, pek çok Amerikalı iş insanı gibi Insull için de sonun başlangıcı oldu. İlk darbeden çok büyük zarar görmese de zamanla işleri sarpa sardı. Şirketinin hisseleri gün geçtikçe değer kaybedince, alacaklılar Insull’un kapısına dayanmaya başladı. Çareyi ortadan kaybolmakta bulan 73 yaşındaki Insull, 1932’de Avrupa’ya kaçtı. ABD’li yetkililer peşine düştü. Kaçak bankerin Atina’da olduğunu öğrenen ABD elçiliği, Yunanistan’dan onun iadesini talep etti. Insull gözaltına alınsa da kısa sürede serbest bırakıldı. Insull’un avukatları davanın siyasi olduğunu, müvekkillerinin iade edilmemesi gerektiğini savundular. ABD, onun en azından başka bir ülkeye kaçmasını önlemek amacıyla pasaportunu iptal etti. Yunanistan kaçak bankere geçici oturma izni verdi.

1934’te Atina, ABD’nin baskılarına daha fazla dayanamayarak Insull’a kısa sürede Yunanistan’ı terk etmesini bildirdi. Bu süreyi sonuna kadar kullanan banker, sonunda Yunanistan’dan ayrıldı. “Maiotis”, bir süre Akdeniz ve Ege’de dolaştıktan sonra 29 Mart sabahı Kız Kulesi önlerinde demirledi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi soluğu Türk Dışişleri’nde aldı. Türk Hükümeti, Lozan’da yapılan “Suçluların İadesi Anlaşması”nın ABD Senatosu’nda onaylanmasına rağmen TBMM tarafından kabul edilmediği için yürürlükte olmadığını, fakat iadenin TCK 9. Maddesi uyarınca yapılabileceğini söyledi ve ABD Elçiliği’nce verilen dosya İstanbul Başsavcılığı’na gönderildi.

Bankerin gemisi, Salacak’ta demirlemesinden itibaren Türk polisince ablukaya alındı. Türkiye, iyi ilişkilerini sürdürmek istediği ABD’ye jest yaparak gemiyi yolundan alıkoydu. 1 Nisan 1934 günü İstanbul polisi gemiye çıkarak bankere, mahkemenin davetini tebliğ etti. Insull, karara itiraz etti ve sağlığının bozuk olduğu bahanesi ile süreci yavaşlattı. Insull, sonunda mahkeme salonuna getirildi. ABD Elçiliği dosyalarına göre hazırlanan iddianame Insull’u, hileli iflas işlemlerinde bulunmak ve piyasayı 64 milyon dolar dolandırmakla suçladı.

Haberin Devamı

Duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, Insull’un hakkında ABD mahkemeleri tarafından açılan davanın siyasi olmayıp, adi suçlar kapsamına girdiğine karar verdi. Aynı akşam mahkemenin aldığı tespit kararı Bakanlar Kurulu’na bildirildi. Bakanlar Kurulu TCK’nın 9. Maddesi uyarınca Insull’un iadesine karar verdi. Avukat, kararın temyizi için İstanbul Adliyesi’ne gerekli başvuruları yaptı fakat mahkeme itirazları reddederek hükümetin aldığı iade kararının uygulanması için tutuklama kararı aldı. Karar aynı akşam uygulamaya koyuldu.

Haberin Devamı

12 Nisan 1934 günü mahkeme mevcut tüm başvuruları reddetti. ABD ile yapılan anlaşma uyarınca, banker önce Adana Vapuru ile Bandırma’ya, sonra da trenle İzmir’e götürüldü. 13 Nisan’da ABD’ye ait bir gemi ile Türkiye’den ayrıldı. 7 Mayıs’ta New York’a varan Insull, beklemediği bir şekilde halktan destek gördü. Serbest bırakılması için gereken yüksek kefalet ücretini ödeyebilmesi amacıyla yardım kampanyaları düzenlendi. Henry Ford’un desteğini açıklaması da Insull’a Amerika’da yeniden itibar kazandırdı. Insull, yapılan yargılamaların tümünden beraat etti...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder