Giriş
1963 yılının 1 Şubat günü, Ramazan ayının 6. günüydü, iftar vaktine iki saat kalmıştı. Maaş günü olduğu için Ulus’ta normalden daha fazla kalabalık vardı. Lübnan Orta Doğu Havayolları’na ait yolcu uçağı, taşıdığı on bir yolcu ve üç mürettebatı ile birlikte Ankara Esenboğa Havalimanı’na doğru inişe hazırlanıyordu.
Tam o dakikalarda Etimesgut üzerinde uçmakta olan askeri uçak eğitim uçuşunu tamamlamış, üç personeli ile birlikte üsse dönmek için rotasını aynı yöne doğru çevirmişti. Saatler 16.12’yi gösterdiği esnada iki uçak havada çarpıştı… Ankara’nın hemen her yerinden duyulan şiddetli bir patlama sesiyle herkes neye uğradığını şaşırdı. Gökyüzü bir anda dumanla kaplandı ve insanlar korkunç çığlıklar eşliğinde sağa sola kaçışmaya başladı.
Eğitim uçuşu yapan askeri uçak Bentderesi civarında bir binaya çarptı, uçaktaki askerlerden biri son anda paraşütle atlayıp kurtulmaya çalıştı ancak paraşütü açılmadığı için yere çakıldı. Her iki uçaktan da sağ çıkan olmadı... Hükümet Caddesi ve Bentderesi civarında bulunan insanlar alev toplarının arasında kalarak feci şekilde can verdi. Onlarca kişi yanarak öldü, hastanelerde seferberlik ilan edildi. İlk gün ölü sayısı 69 olarak açıklandı, takip eden günlerde bu sayı 120’ye yükseldi. Ankara’da bu büyük facianın ardından yas ilan edildi. Kültür ve sanat aktiviteleri uzunca bir süre durduruldu, radyolardan sadece klasik müzik çaldı. Bu felaket sonrasında Ankara Ulus’ta can pazarı yaşandı, ortalık bir anda mahşer yerine döndü.
Uçakların havada çarpışması ve infilakıyla birlikte uçak parçaları ve uçaklardaki insanların parçaları çok geniş bir alana, Ulus Anafartalar Çarşısı civarına yayıldı. Lübnan yolcu uçağının gövdesi Ticaret Han ile hemen yanındaki Raşit Efendi Apartmanı arasında büyük bir çukur açılmasına neden oldu. Uçağın yanmış aksamı ve tekerlekleri çevreye yayıldı. Düşen uçağın akaryakıtı, düştüğü bölgeyi tamamen bir alev topu haline getirdi. Askeri nakliye uçağının parçaları Bentderesi’ndeki Yeni Hayat Mahallesi’ndeki evlerin üzerine, yolcu uçağının parçaları ise Ulus ve civarına düştü. Yolcu uçağındaki kabin görevlilerinden biri, koltuğu ile birlikte Gençlik Parkı’na düştü. Uçak yolcuları arasında bulunan zamanın Suudi Arabistan Büyükelçisi’nin eşi Anafartalar Hastanesi’nin yakınındaki bir apartmanın çatısına, çocuklarının cesedi ise Berlin Oteli önüne düştü. İngiliz pilotların parçalanmış cesetleri Ticaret Han’ın üst katında bulundu.
Düşen yolcu uçağının yakıtıyla Ticaret Han’daki 20 kadar muhtelif yazıhane ile hemen karşısında yer alan İstanbul Bankası şubesi, hemen aşağısındaki amelelerin devam ettiği kahvehane ve 12 otomobil cayır cayır yandı. Özellikle günümüzdeki Oğultürk Han’ın bulunduğu yerdeki, iki katlı binada hizmet veren İstanbul Bankası’nın şubesinde bulunanlar demir parmaklıklardan dışarı çıkamadı ve yanarak öldüler.
Lübnan uçağının yanan büyük parçaları bankanın giriş kapısı önüne düştü. Binada başka bir çıkış kapısı bulunmadığından bankada bulunanların dışarıya çıkışı mümkün olmadı. Yapılan incelemeler sonucunda her iki tarafta da birtakım ihmaller tespit edildi. Yolcu uçağı, aletli uçuş kurallarına uyması gerektiği halde görerek uçuş protokolünü tercih etti ve bu durumu Esenboğa Havalimanı yetkililerine bildirmedi.
Askeri uçak da gerçekleştirdiği görev uçuşunu havalimanı yetkililerine bildirmedi, dolayısıyla askeri uçağın bölgedeki uçuşundan haberdar olmayan kule yetkilileri, Lübnan uçağına iniş izni verir ve sonrasında ise havacılık tarihimizin en korkunç kazalarından biri gerçekleşir…
