Voltaire’in öğrencilik yıllarında edebiyat dersindeyken sınıfa bir eşek girer. Öğrenciler, eşeği döverek sınıftan çıkarmaya çalışırken, edebiyat öğretmeni bu durumu fırsat bilip öğrencilerinden kompozisyon yazmalarını ister. Voltaire, kağıda yalnızca İncil’den bir ayet yazar ve en yüksek notunu alır. Yazdığı ayet şöyledir: “O kendinden olanların arasına girdi, fakat kendinden olanlar onu kabul etmedi…”
François Marie Arouet ya da Voltaire takma adıyla tanınan Fransız yazar ve filozof, Fransız Aydınlanması’nın en önemli filozoflarının başında gelir. Zamanının toplumsal, dini, politik ve kültürel konularını radikal bir biçimde eleştirmiştir. Voltaire çok yönlü ve üretken bir yazardı. Oyunlar, romanlar, şiirler, makaleler, bilimsel açıklamalarına rastlamak mümkündür; neredeyse her yazınsal türden eser vermiştir. Bunların dışında Voltaire’in bir başka özelliği daha vardı: Voltaire aynı zamanda çorap üreticisidir! Kadın çorabı satan mağazaların vitrinlerine bakarken acaba kaç kişi Voltaire’i anımsar?
Çoğumuz ipek kadın çorabıyla, bu ünlü zeka arasında bir ilişki kuramayız. Halbuki “Candide” yazarının hayatında kadınlarla birlikte, kadın çoraplarının da rolü oldukça fazladır… Voltaire çapkın bir adamdı. 94 yaşında ölüm döşeğinde bulunduğu zaman hizmetine verilen çirkin, yaşlı hastabakıcıyı yanından uzaklaştırmış, bunun yerine istediği gibi genci koyulunca yüzü gülmüş, hatta bunun sihriyle gözlerine fer geldiği söylenir…
O hicivci filozof yaşlılık döneminde kadın çorapçılığı da yaptı. Asrın her türlü ileri hamlelerine yabancı kalmayan, ilim ve edebiyat dışında ticaret hayatına da atılarak başarılı girişimlerle servet sahibi olan Voltaire, Fransa’da ipekçiliğin gelişmesine hizmet eden kişilerin başında gelir. Ferney Şatosu topraklarında dut ağacı ve ipek böceği yetiştirdi, kendi ipeğinden kadın çorapları ördürdü ve bunları piyasaya sürdü.
Düşes de Berry ve Düşes de Choiseul gibi anlı şanlı kadınlar için kendi elleriyle çorap ördü! Voltaire, Düşes de Choiseul’e bir mektup yazdı ve kendisinden tek bir ayakkabı istedi. Voltaire zamanında çorap ölçüsü, ayakkabı üzerinden alınırdı. Düşes, tek ayakkabı yerine çiftini gönderdi. Çapkın filozof, “Madem ki siz, sizden istenilenden fazlasını ihsan eden cömert bir kadınsınız; bana ayakkabılarınızın yalnız teki lazımdı. İnzivaya çekilmiş bir keşiş için bu kadarı da yeterdi” şeklinde yanıt verdi.
Voltaire, birkaç gün sonra Düşes de Choiseul’e bir çift çorapla beraber şu mektubu yolladı: “Gördüğünüz çorapların ipeğini benim ipek böceklerim yapmıştır; ören de kendi ellerimdir. Bu taraflarda yapılan ilk çoraplar bunlardır. Lütfediniz, bir defacık olsun giyiniz ve bacaklarınızı kimi istiyorsanız ona gösteriniz. Eğer çoraplarımın İtalya’da yapılanlardan daha sağlam, daha güzel olduğunu söylemezlerse sanattan vazgeçerim. Hizmetçilerinizden biri giysin, bir yıl dayanacağı muhakkaktır.
Ayrıca sizi yakından görmeyi, uzaktan çorap giydirmeye tercih ederim.” Voltaire düşünce alanındaki çalışmalarında bunca eser bıraktı; peki, çorapçılığından adı, ünü, sanı kaldı mı? Voltaire’in ipek böceği yetiştirdiği bölge, bugün Fransa’nın ipek merkezidir. Yine onun sayesinde ipek kadın çorapçılığı Fransa’nın belli başlı gelir kaynaklarından biri haline gelmiştir. Voltaire gibi ince zekalı, ince zevkli, haşarı ve çapkın bir dahiye fikir hayatı dışında yakışacak işin güzelim dut yaprağı, ipek böceği, ipek kozası, ipek çilesi ve bunlarla çok iyi uyuşan incecik ipekten güzelim kadın çorabı olduğuna hiç şüphe yoktur. Refik Halid Karay, 28 Kasım 1943 tarihli Tan gazetesindeki yazısında bu konudan söz eder…