“Lava lambası” olarak bilinen lambalar, renkli balmumu karışımının cam bir kap içindeki berrak sıvıya yerleştirilmesiyle oluşan dekoratif lambalardır. İlk olarak 1963’te İngiliz girişimci Edward Craven Walker tarafından icat edildi ve 60’lı yıllarda oldukça popülerdi.
Lava lambası, ısı taşınımı prensibine göre çalışıyor. Lamba, üç unsurdan oluşuyor: Isı kaynağı (ampul), şeffaf sıvı ve bir balmumu damlası. Lava lambasının tabanında ısıtma işlevi gören bir ampul bulunuyor. Ampul kabın altını ısıtıyor ve altındaki sıvının genleşmesini, üstteki sıvıdan daha az yoğun olmasını sağlıyor. Hafif olan sıvı, balmumu kütlesini beraberinde taşıyarak tepeye çıkarıyor. Balmumu damlası tepeye ulaşınca soğuyor ve sıvıdan daha yoğun hale gelerek, tekrar kabın dibine batıyor.
Isı kaynağı kabın altını ısıtmaya devam ettikçe, döngü kendini sürekli tekrarlıyor. ABD merkezli Cloudflare adlı güvenlik şirketi, İnternet sunucularını şifrelemek için tamamen doğal şekiller oluşturan Lava lambalarını kullanıyor. Cloudflare, web üzerinde milyonlarca site için güvenlik hizmeti sağlayan bir şirket. Cloudflare, özellikle şifreleme konusunda sağlam bir üne sahip. Bilgisayar korsanlarını durdurmanın neredeyse imkansız olduğu bu günlerde, Cloudflare adlı şirket, verileri şifrelemek için 100 adet Lava lambasından güç alıyor. Şirket, dünyadaki İnternetin yaklaşık yüzde 10’unu Lava lambalarıyla şifreliyor.
Lava lambalarının yaptığı rastgele şekiller, özel bir kamerayla bilgisayar diline çevrilerek kodlanıyor. İnsan eliyle yapılan kodlama, Lava lambalarının doğal yolla yaptığı kodlama kadar güvenli olmuyor. Yazılımcılar, kodlama için rastgele sayı taklit edecek sistemler gerçekleştiriyor. Bu sayı taklit eden sistem çözüldüğünde, şifre de çözülmüş oluyor. Cloudflare’in bulduğu yöntemde, işin içine insan girmeden sadece Lava lambaları ile her biri benzersiz ve tahmin edilemez rastgele veriler üretiliyor.
Bu veriler, şifreleme anahtarlarının oluşturulmasına yardımcı olmak için kullanılıyor. Şayet bir Lava lambasını izlediyseniz, onun içinde oluşan şekillerin tamamen rastgele olduğunu fark etmişsinizdir. Lava lambalarının oluşturduğu renkli duvar, milyonlarca insanın verilerinin korunmasına yardımcı oluyor. Güvenli şifrelemenin temelinde rastgelelik yatar. Bir cihazın, verileri şifrelemek için kullandığı her bir yeni anahtarın rastgele olması gerekir. Böylelikle saldırgan, şifreyi bulup çözemez.
Rastgele sayı üretmek için çoğunlukla bilgisayar yazılımları ve algoritmalar kullanılır. Ancak bunları yaratan bir insandır, insanın yarattığını bir başka insan rahatlıkla kırabilir. Bilgisayarlar rasgele sayı üretmede başarısız oluyor. Çünkü rastgelelik yaratmak için, bilgisayarların dış dünyadan bir girdi alması gerekiyor. Lava lambalarında ortaya çıkan şekiller ise rastgeledir, yani dışarıdan bir müdahale söz konusu değildir. Bir Lava lambasında aynı şekil iki defa oluşmaz.
Bir grup Lava lambasını gözlemlemek, rastgele veriler oluşturmak için harika bir seçenektir. Bir kamera düzenli aralıklarla lambaların yarattığı görsellerin fotoğrafını çekiyor. Sonrasında bu görüntülerden rastgele sayılar üretiliyor. Lava lambaları açık bir ortamda bulundukları için nem, ısı vb. farklı hava parametrelerine maruz kalıyor. Ayrıca lambaların bulunduğu yerden sürekli insanlar geçiyor. Bu insanlar duvarda dizili lambalara çeşitli titreşimler gönderiyor. Böylelikle rastgelelik daha da artmış oluyor! Sıradan dekoratif bir ürün olarak görülen lambalar, bir anda internet güvenliği ile ilgili en önemli unsura dönüşebiliyor. Bilgisayar korsanlarının yöntemleri geliştikçe, güvenlik teknolojilerinin çözümleri de gelişmeye devam ediyor...