Yeni öğrenilen bilgilerin unutulmaması, daha iyi akılda kalması için uykunun önemini belirten araştırmaları mutlaka okumuşsunuzdur. Ancak Current Biology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, bu konuda farklı bir öneri sunuyor. Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, gecikmeli egzersiz (öğrenme faaliyetinden bir müddet sonra yapılan egzersiz) öğrenilen bilgilerin daha iyi hatırlanmasını sağlıyor. Araştırmacılar, bilginin alınması ile fiziksel egzersiz arasındaki 4 saatlik bir aralığın önemine vurgu yapıyor.
Araştırmacılara göre, öğrenme faaliyetinden 4 saat sonra antrenman yaparsanız, öğrendiklerinizi daha iyi hatırlayabilirsiniz.
***
Georgia Institute of Technology’de yürütülen bir çalışmada, gözbebeği boyutuyla zeka arasındaki ilişki irdeleniyor. Araştırmanın sonucuna göre, insanların gözbebekleri ne kadar büyükse akıl yürütme, düşünme ve hatırlama testleriyle sınanan zekaları da o denli yüksek oluyor.
Araştırmacılar, bilişsel sınavlarda en iyi puanı alan kişiler ile en düşük puanı alan kişiler arasındaki gözbebeği boyutundaki ayrımın, çıplak gözle tespit edilebilecek kadar belirgin olduğunu keşfetti. Araştırmacılar, “daha büyük bir gözbebeği boyutunun” daha geniş akıcı zeka, daha iyi değerlendirme yönetimi ve daha iyi anımsama yetenekleriyle ilişkili olduğunu belirledi. Bu durum zihin ve göz arasında büyüleyici bir ilişki olduğunu gösteriyor.
***
Yapılan araştırmalarda elektronik oyuncakların, geleneksel oyuncaklara kıyasla dil becerilerinin gelişmesinde daha az etkin olduğu, çocuklarda dil becerisini ve sözcük miktarını azalttığı görülüyor. JAMA Pediatrics’de yayımlanan araştırmada, elektronik oyuncaklar ve geleneksel oyuncaklar arasında büyük ve tutarlı farklar görüldüğüne vurgu yapılıyor.
Araştırma sonuçları, ebeveyn-çocuk oyunlarında, eğitsel olarak tarif edilen elektronik oyuncakların, geleneksel oyuncaklara kıyasla dil becerilerinin gelişmesinde daha az etkin olduğunu ortaya koyuyor. Elde edilen sonuçlar, çocuklara çok erken yaşlarda kitap okumanın potansiyel faydalarına yeni deliller sağlıyor. Araştırma, geleneksel oyuncaklarla oynanan oyunun, kitap okuma sırasında ortaya çıkanlar kadar zengin bir iletişimsel etkileşimlere yol açabileceğini gösteriyor.
***
Sınava dayalı eğitim sistemimizin yapısından dolayı, öğrenciler sürekli bir sınav kaygısı içerisindeler. Rekabetin çok yoğun olduğu bu sistemde ‘başarılı’ olabilmek için, yapılacak sınavların öncesinde sürekli ders çalışmak gerekiyor. Fakat öğrenciler ders çalışırken, öğrendikleri bilgileri hatırlayamama ve sınavlarda başarısız olma kaygısı içerisinde.
Cognitive Systems Research’de yayımlanan bir araştırmaya göre, koşu yapmak bu endişeleri gidermede yardımcı oluyor. Öğrencilerin öğrenme sürecinden sonraki aktivite seçimleri, bilgiyi hatırlama yetenekleri üzerinde önemli bir etkiye sahip. Araştırmacılara göre, eğer öğrenciler öğrenme sürecinden sonra bilgiyi daha iyi hatırlamak istiyorlarsa, akıllı telefonla uğraşmak, bilgisayar oyunu oynamak gibi pasif eylemler yerine koşu gibi orta tempolu egzersizler yapmalı.