Eflak ve Boğdan, II. Murat zamanında imparatorluk sınırlarına katıldı. Eflak’ta görevlendirilen yerel valilerin (voyvoda) çocukları, Osmanlı İmparatorluğu’na yapılacak en ufak ihanet ihtimaline karşı hem rehine hem de müstakbel yönetici olarak Osmanlı Sarayı'na götürülürdü. Voyvodanın çocukları Vlad ve Radu, bu plan çerçevesinde Edirne’ye getirilir.
İlerleyen süreçte Vlad ile II. Mehmet (Fatih) sarayda oyun arkadaşı olurlar. Şehzade Mehmet, kendisinden bir yaş küçük olan Rumen arkadaşıyla yıllar boyunca, omuz omuza sıkı bir eğitimden geçer. Zamanla arkadaşlıkları iyice ilerleyen iki çocuk, koşullar ne olursa olsun birbirlerine destek olacaklarına dair söz verirler. II. Murat vefat edince, Fatih tahta oturur. Fatih’in ilk icraatı, kan kardeşi Vlad’ı Eflak voyvodalığına atamak olur.
Fatih ve Vlad’ın birbirlerine verdikleri destek uzun yıllar boyunca devam eder. İstanbul alındığında Eflak’ta şenlikler düzenlenir. Vlad, Eflak’ı başarıyla yönetir ve Osmanlı İmparatorluğu’na olan bağlılığını sürdürür. Fatih, Vlad’a hizmetleri karşılığı hiçbir yöneticiye tanınmayan ölçüde özerklik sunar. Bölgede esen sert milliyetçilik rüzgarları her şeyin bir anda değişmesine neden olur.
Pek çok kişi Vlad’dan bu harekete önderlik yapmasını bekler. Bölgedeki huzur, yerini kargaşaya bırakır. Vlad, Osmanlı’ya vergi ödemeyi bırakır. Sırbistan ve Karadeniz kıyılarına doğru ilerler, 24 bin Türk ve Bulgarı öldürür, 20 bin savaş esirini kazığa oturtur. Vlad, en ufak itaatsizliği bile affetmez; emirlerine uymayanlara akıl almaz işkencelerde bulunur. Vlad’ın yeni unvanı “Kazıklı Voyvoda” olur. Bu söylentiler İstanbul’a ulaşır.
Fatih, kan kardeşinin sapkın davranışlarına inanmak istemez, olanları araştırmak için Eflak’a bir heyet gönderir. Voyvoda, Fatih’in elçilerini bile kazığa oturtmayı göze alır. Fatih, olanlar karşısında öfkeden deliye döner. Eski günlerin hatırına Vlad’a son bir mektup yazar. Ondan bağlılığını yinelemesini ister.
Vlad, Osmanlı iradesini tanımadığını bildirir. Bunun üzerine ipler kopar. Fatih, 1462 yılının baharında hazırladığı büyük orduyla Balkanlar’a doğru yola koyulur, Eflak ve Boğdan içlerine kadar yürür. Kuşatma çok uzun sürer. Fatih, İstanbul’un güvenliğini tehlikeye atmamak için askerlerinin büyük bir bölümünü yanına alarak Romanya’dan ayrılır.
Kazıklı Voyvoda, gevşeyen kuşatmayı yarmayı başarır ve kaçar. Macaristan’dan sığınma talep eder. Vlad, 14 yıl boyunca Macaristan’da sürgün hayatı yaşar, ancak aklı hâlâ Eflak’tadır. Macar Kralı Matiei Corvin ve Moldova Prensi Stefan’ın yardımıyla güçlenen Voyvoda, Eflak’a geri döner ve bir kez daha bağımsızlığını ilan eder.
Fatih, Vlad’ın ihanetini hiçbir zaman unutmaz. Son derece tehlikeli olan bu isyankarın attığı en ufak adım bile imparatorluk tarafından izlenir. Eflak’taki yeni voyvoda, Vlad’ı yanında az sayıdaki destekçisiyle birlikte Transilvanya ormanlarında sıkıştırıp öldürür.
Vlad’ın başı, İstanbul’a getirilir ve kurbanlarına yaptığı gibi kazığa oturtularak İstanbul sokaklarında görücüye çıkarılır. Vlad’ın başsız bedeni, Bükreş’teki Snagov Manastırı’na gömülür.