Zorlu bir savaş olan Çanakkale Savaşı, Türk tarihinde destan olarak nitelendirilir. Güçlü bir donanmaya sahip olan İtilaf Devletleri'ne karşı daha zayıf bir ordu ile çok büyük bir zafer elde edildiğinden Türk milletinin kazandığı zafer olarak tarihe geçer. Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı’nda Türk milletinin gerçekleştireceği topyekûn direnişin de zeminini hazırlamıştır. Çanakkale Savaşı aynı zamanda kendi içinde başka savaşlara da sahne oldu. Bu savaşlardan en ilginci ve en az bilineni, iki yetenekli keskin nişancının amansız düellosudur.
Avustralya’dan keskin nişancı Billy Sing ve onu avlaması için seçilen Türk keskin nişancı “Korkunç Abdül”ün düellosu bu savaşın az bilinen ilginç olaylarından biridir. Korkunç Abdül, Çanakkale Savaşı’nda Gelibolu cephesinde Türk askerleri için büyük tehlike oluşturan Billy Sing (William Edward Sing) adlı keskin nişancıyı öldürmesi için cepheye gönderilen Türk keskin nişancıdır. Billy Sing hakkında ayrıntılı bilgi bulunurken, ne yazık ki Abdül hakkında yeterince bilgi bulmak pek mümkün değildir. Almanlar tarafından eğitilen yetenekli ve zeki bir keskin nişancı olan Abdül, Türk Ordusu’nun gururu ve moral kaynağıydı.
Türk askerleri, Abdül’ün tüfeğine ‘Ölümün Anası’ adını verdiler çünkü her atışı insanın hayatına son veren mermiler doğuruyordu. Korkunç Abdül, Çanakkale Savaşı’nda Tümgeneral Sir W. Bridges ve Tuğgeneral Henry Laurin olmak üzere birçok düşman askerini öldürür. Abdül’ün asıl kimliği ne yazık ki kesin olarak bilinmiyor. Anzaklar tarafından kendisine “Abdul the Terrible” (Korkunç Abdül) lakabı takılır. Türk cephesinden bir asker keskin nişancı ateşiyle öldürüldüğü zaman, Abdül o bölgeye gidip kurşunun giriş ve çıkış yerlerinden ve askerin duruş pozisyonundan atışın yapıldığı açıyı hesaplamasıyla tanınır.
Abdül, sipere gün doğmadan yerleşip akşam gün batımına kadar hareketsiz bekler ve hedefi için en uygun pozisyon oluşmadan ateş etmezdi. Abdül, düşman subaylarından birini öldürdüğünde haber derhal cepheye yayılır, Türk askerlerinin morali yükselirdi. Abdül, son hedefi Billy Sing’i öldürmek için siperinde bir hafta bekledi. Billy Sing’i gördüğünde tetiğe bastı, Sing’in gözcüsü Sheehan’ın çenesini parçalayan kurşun Sing’in sağ omzuna saplandı. Sheehan Avustralya’ya gönderildi, Sing ise bir hafta sonra cepheye geri döndü.
Abdül, sabırsızlıkla Billy Sing’in cepheye geri dönmesini bekledi. İkinci karşılaşmalarında Abdül’ün yeri bir gözcü tarafından tespit edildi ve derhal Sing’e bildirildi. Hareketliliği fark eden Abdül hemen atış pozisyonu aldı ancak tetiğe basmaya fırsat bulamadan Sing tarafından vuruldu. Abdül, her ne kadar ilk raundu kazanmış olsa da ikinci karşılaşmalarında Billy Sing tarafından şehit edildi. Billy Sing, 1916 yılında İngilizler tarafından ‘Üstün Hizmet Madalyası’ ile ödüllendirildi. Billy Sing, savaştan sonra İskoç bir kadınla evlendi, ancak ilişkisi fazla uzun sürmedi. Bir süre sonra vatanı Avustralya’ya geri döndü. Koyun yetiştiriciliği ve altın madenciliğinde çalıştıktan sonra 57 yaşında yoksulluk ve fakirlik içinde öldü.