Sovyetler Birliği, 25 Haziran 1950 tarihinde Kore’yi tek bir komünist ülke yapmak arzusuyla Güney Kore’ye savaş açtı. ABD’ye göre bu savaş, Çin ve Sovyetler Birliği’nin ortak bir planıydı. Savaşın açılmasından hemen sonra, ABD deniz ve hava kuvvetlerini Kore’ye gönderdi. ABD, Birleşmiş Milletler ile Çin ve komünist bloğun katılımıyla, savaş daha sonra uluslararası boyuta ulaştı.
Türkiye, TBMM’nin 30 Haziran 1950 tarihli oturumunda verilen karar çerçevesinde Kore’ye asker gönderdi. Kore’ye asker gönderme fikri, dönemin hükümeti tarafından artan Sovyet Rusya tehdidine karşı NATO’ya üye olabilmek için fırsat olarak görüldü. Güney Kore Savunma Bakanlığı kaynaklarına göre, savaşa 21 bin 212 askerle toplamda 4 tugayla katılan Türkiye, asker sayısı bakımından Kore Savaşı’na katılan 16 ülke arasında 4’üncü sırada yer alıyor. Kore’ye varan 5 bin 90 kişilik 1’inci Türk Tugayı, burada Amerikan 25’inci Tümeni’nin emrine verildi. “Kutup Yıldızı” kod adı verilen 1’inci Türk Tugayı, çok geçmeden Kunuri Muharebeleri’ne katıldı. Savaşta en büyük can kaybını 36 bin 516 askerle ABD yaşadı.
Türkiye, ABD ve İngiltere’nin ardından en fazla kayıp veren üçüncü ülke oldu. Kutup Yıldızı, Kore Savaşı’nda toplam 721 şehit verdi. Yaralı asker sayısı 2 bin 147 olarak kayıtlara geçti. 175 askerden ise bir daha haber alınamadı. Çin ve Sovyetler Birliği’ne esir düşen Türk askerinin sayısı 234’ü buldu. Üç yıl süren savaş sonunda Birleşmiş Milletler güçleri toplamda 55 bin asker kaybetti.
1. Türk Taburu’nun katıldığı Kunuri Muharebeleri, Türk birliklerinin ağır kayıplar verdiği ilk savaş oldu. Türk askeri Kunuri Muharebeleri’nde büyük fedakarlıklarla ABD ordusunun ve onunla birlikte Birleşmiş Milletler ordusunun ağır zayiat vermesini engelledi. Kunuri’de destan yazan Türk askerlerine başkent Seul’ün kuzeybatı sahilindeki Kimpo yarımadasının savunması verildi. Kunuri’de asker gücünün yüzde 20’sini yitiren ve verilen kayıplarla asker sayısı 4 bine düşen Türk birliklerinin karşısında 30 bin askerden oluşan Çin ordusu bulunuyordu. Birleşmiş Milletler komutanları Çin destekli Kuzey Kore ordularının durdurulamayacağını düşünmeye başladı ve Kore’den çekilme planları yapıldı. En son çekilme emri Türk Tugayı’na verildi.
Tüm gözler bu taarruzu yapacak olan Türk Tugayı’nın üzerindedir. Türk askerlerine geriden bir ABD tankçı birliği ateş desteği verecektir. Birleşmiş Milletler’in üst komutasının gözetiminde Kumyangjang-ni kasabasından düşmana taarruz edildi. Kumyangjang-ni Muharebesi, Kore Savaşı’nda, 1. Türk Tugayı’nın girdiği en önemli muharebelerden birisidir. Bu muharebe, Türk Tugayı’nın büyük zayiat verdiği Kunuri Muharebesi’nin rövanşı olarak nitelendirilir. Düşman 2 bini aşkın ölü ve 82 esir verirken, Türk askeri sadece 12 şehit verdi. ABD Kongresi, ilk kez hem de yabancı bir birliğe “Mümtaz Birlik Nişanı” verdi.
Bu savaşta Çin Ordusu ilk kez mağlup edildi. Kunuri’den sonra ikinci kez savaşın akışını değiştiren 1. Türk Tugayı, Birleşmiş Milletler Ordusu’na ve dünyanın diğer ülkelerine Çin Ordusu’nun yenilebilir olduğunu gösterdi. Dolayısıyla 1. Türk Tugayı’nın bu olağanüstü fedakarlığı ve başarısı üzerine Kore’nin tahliyesi planından vazgeçildi ve Birleşmiş Milletler birliklerine taarruza geçme olanağı sağlandı. 13 Şubat 1951 günü 1. Türk Tugayı’nı ziyaret eden Birleşmiş Milletler Ordusu Komutanı Amerikalı Orgeneral Douglas MacArthur, 1. Türk Tugayı’na şöyle seslendi:
“Japonya’da siz Türklere herkes kahraman diyor. Kunuri’de 8’inci Ordu’yu kurtaran, Kumyangjang-ni’de düşmanı mağlup ve perişan eden Türkler, kahramanlar kahramanıdır. Türk için yok yoktur.” Türkiye, Kore’ye asker göndererek amacına ulaştı ve 1952 yılında NATO’ya üye oldu.