Ülkemizde en fazla bulunan çam türleri: Kızılçam, Karaçam, Sarıçam, Fıstıkçamı ve Halepçamı’dır. Kızılçam kuraklığa en dayanıklı çam türüdür, fazla su istemez. Çam, milyonlarca yıldır Anadolu topraklarında varlığını sürdürüyor.
Kızılçam, Anadolu’da doğal olarak bulunan bir ağaç türüdür ve Anadolu’nun en karakteristik ağaç türlerinden biridir. Kızılçam, Türkiye’de doğal olarak yetişen beş çamdan biridir. Akdeniz ikliminin etkili olduğu yerlerde oldukça yaygın bulunur. Kızılçam ormanları, kapladığı 3 milyon hektardan fazla alanla Anadolu ormanlarının en baskınıdır. Kızılçam, yangından sonra kendini yenileyebilme özelliğine sahiptir. Yanan kızılçam ormanları yok olmaz, küllerinden yeniden doğar.
Çam ağaçları, Türkiye’nin ekosisteminin en büyük yaşam kaynaklarından biridir. Kızılçam, orman yangınlarında kendini yaşatabilmek için tohumlarını birkaç yıl boyunca kapalı tutabilen bir yapıya sahiptir. Yangın sırasında patlıyor dediğiniz durum, aslında ekosistemin devamı için gerekli olan bir savunma refleksidir.
Kızılçam yangına uyarlanacak şekilde evrimleşmiştir. Sanılanın aksine, bir orman yangınından sonra Kızılçam ormanının yok olması söz konusu değildir. Kızılçam, tohumlarını yangından korumak için kozalaklarını yıllarca kapalı tutar. Yangından sonra birkaç hafta içinde bu kozalaklar açılır ve tohumlar besin ve mineralce zenginleşmiş olan yanmış toprağa karışır. Bu tohumlar bahar aylarında genç fideler olarak yeniden çıkar.
Akdeniz ormanları, bu ormanlarda yaşayan bitkilerin sahip olduğu yangın uyarlanmaları sayesinde kendilerini yangından sonra yenileyebilme özelliğine sahiptir. Akdeniz ormanları yüzbinlerce hatta milyonlarca yıldır varlığını sürdürebiliyorsa, bunu Kızılçam gibi yangınla beraber yaşamayı öğrenmiş türlere borçludur. Çam ağaçları, ormanların düşmanı değildir, aksine bu ormanların kurtarıcısıdır.
Türkiye’ye Kızılçam fidelerinin 1950’lerde Marshall Yardımları ile zeytin ağaçlarını azaltmak amacıyla getirildiği söylenir, böyle bir sav vardır. Bu iddia, yaz aylarında karşılaştığımız orman yangınları esnasında gündeme getirilen coğrafi bilgiden yoksun bir yalandır.
ABD’nin belli ülkelerle siyasi ve ekonomik bağlarını güçlendirmek için devreye soktuğu Marshall Planı, 1948- 1951 yılları arasında uygulandı. Plan kapsamında yardım gönderilen 16 ülkeden biri de Türkiye’dir. Marshall Planı’nın amacı, üretim ve verimliliği artırmaktı. Bu yüzden gelen yardım ve yatırımlar tarım, gıda, kimya ve makine odaklıydı. Bu yardımlar sırasında çam ve kavak fideleri hiçbir zaman gelmedi!
Doğu Akdeniz’e özgü bir ağaç türü olan, hatta “Türk Çamı” olarak da adlandırılan Kızılçam, 23 milyon yıldır Anadolu’da bulunuyor. Bu çamların orman yangınlarını artırmak amacıyla 1947’de Marshall Yardımları ile birlikte Anadolu’ya getirildiği iddiası doğru değildir. Çam ağaçları ABD eliyle Türkiye’ye getirilmedi! Marshall Yardımları esnasında Ege ve Akdeniz bölgelerindeki milyonlarca zeytin ağacının sökülerek gemilerle Avrupa’ya götürüldüğü, onların yerine orman yangınlarını çoğaltmak için milyonlarca kavak ve çam fidanı verildiği savı da doğru değildir!
Türkiye’de birkaç farklı çam türü yaşar: Akdeniz’deki kurak ve sıcaklığa dayanıklı olanı Kızılçam, orta kuşak bölgelerini domine eden Karaçam ve yüksek bölgelerde, dağlarda soğukla baş etmeyi çok iyi beceren ve iğne yaprakları kısa olan Sarıçam bunlardan birkaçıdır. Kızılçam bizim ağacımızdır. Biz burada yokken de o burada vardı! Yangınlara, şiddetli kuraklığa ve sıcağa çok dayanıklıdır. Milyonlarca yıldır Anadolu’da varlığını sürdürmektedir ve sürdürecektir!