Sadık Gültekin’le Doğru TercihMaymunkes kazasker
HABERİ PAYLAŞ

Molla Abdülkerim Efendi, Sultan III. Murad’ın şehzadelik döneminde hocası, sonradan da saray imamı oldu. Molla Abdülkerim Efendi, III. Murad’ın en güvendiği kişiydi. Dolayısıyla padişaha her dediğini yaptırdı. Rumeli Kazaskeri Molla Abdülkerim Efendi, bazı cuma namazları öncesinde Fatih Camii’nde cemaate nasihatlerde bulunurdu. Sert mizacını yansıtan keskin cümlelerle topluluğu tahrik ederdi, dilinin kemiği yoktu! Kürsüde söz söylerken kimseden korkmazdı. Hatta konuşmasının sonunda çıkabilecek karışıklıktan da çekinmezdi. Kendisi için önemli olan, fikirlerinin uygulamaya geçmesiydi! Molla Abdülkerim Efendi, imparatorluğun Hıristiyan ve Musevi ahalisine de kafayı takmıştı. İşe kılık kıyafet değişikliğiyle girişti.

Haberin Devamı

Her dine inanan kişilerin giysileri, başına geçirdiği serpuş rengi farklı olmalıydı. Yahudiler sarı kippa, Hıristiyanlar mavi başlık takardı. Molla, sarı ve mavi yerine siyah ile kırmızıyı mecbur tuttu. Bundan sonra serpuşlar belirtilen renkteki çuhadan dikilecekti. Yine bir cuma namazı öncesinde Fatih Camii’nde binlerce kişiye vaaz verdi. Şehirdeki sapkınlıktan söz etti. Dersaadet’e getirilen, sayıları bilinmeyecek kadar çok maymun, bazı dul kadınlar tarafından fena işlerde kullanılıyordu! Halkın ahlakı korunmalı, bu mahlukları getirten, ticaretini yapan ve hatta evlerine sokma cesaretini gösterenlerin gözü korkutulmalıydı. Aksi halde toplum zarar görecek ve manevi çöküş yaşanacaktı. Bu fesat ocağını söndürmeliydi.

Molla Abdülkerim Efendi, dediğini yaptı! Molla Abdülkerim Efendi, bir anda maymun düşmanı kesildi. Maymunları toplum düşmanı, ahlak törpüsü, günah yaratığı şeklinde nitelendirmekte gecikmedi. Ona göre maymunlar, fuhuş amaçlı kullanılabilirdi! Ateşli konuşması, beklediği sonucu verdi. Namaz sonrasında Fatih Camii’nin bahçesinde toplanan halk, güruh halinde Galata’ya yürüdü. Maymun satan dükkanlar basıldı, ticarethaneler yağmalandı. Kafeslerdeki hayvanlar toplandı, en yakın ağaçlarda infaza girişildi. İstanbul’da halk maymun avına çıktı, şehrin her sokağı arandı. Hanelerde barınan, ağaçlarda saklanan, sokaklarda dolaşan maymunlar teker teker yakalandı. Çok irileri için özel darağaçları kuruldu.

Haberin Devamı

Nefreti öyle boyutlara ulaşmıştı ki, her görülen yerde maymunların asılmasını emrettiği rivayet edilir. Molla Abdülkerim Efendi, infazları bizzat yönetirdi. Hatta bazı idamlıkların iplerini kendisi çekerdi. Maymun avı günlerce sürdü. Cesetler dallarda ve sehpalarda asılı bırakıldı. İstanbul halkı, bu olaydan dolayı Molla Abdülkerim Efendi’ye “Maymunkeş” lakabını taktı! 1590’da İstanbul meydanlarındaki bütün büyük ağaçlar, maymundan meyve vermiş ağaçlara dönüştü. İri maymunlar için özel idam sehpaları kurularak cesetler halka teşhir edildi. Molla Abdülkerim Efendi atına atlar, semt semt dolaşır, idam edilecek maymunların iplerini kendi elleriyle çekerdi. Sokaklarda rastladığı, bahçelerde gördüğü maymunların tümünü yakalattı.

Kararları ve eylemleri yaygınlaştıkça, dehşete düşüren ünü katbekat arttı. Adının geçtiği, gölgesinin görüldüğü sokaklardan maymun geçemez oldu! Sırtını en üst makama yaslamasından ötürü rahattı, sözü kanun yerine geçiyordu; kimse verdiği kararlara, karşı duramazdı! “Maymunkeş” Molla Abdülkerim Efendi’nin icraatları fazla uzun sürmedi, aniden vefat etti. Ölüm haberi halk arasında sevinçle karşılandı. Özellikle tüccarlar ve evlerinde maymun besleyen halk, bayram yaptı. Sadakalar dağıtıldı, fukaranın karnı doyuruldu. Maymun satan dükkanlar yeniden açıldı. Mahzenlerde saklanan maymunlar yeniden halkın arasına karıştı...

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder