Sadık Gültekin’le Doğru TercihPonziciler 145 yıldır hayatımızda

HABERİ PAYLAŞ

Ponziciler 145 yıldır hayatımızda

Son günlerde dolandırıcılıkla birlikte günlük hayatta sık sık karşılaştığımız bir kelime var: Ponzi. En tepedekini zengin etmeye ayarlı piramit bir sistem olan Ponzi, adını İtalyan dolandırıcı Charles Ponzi’den alıyor. Aslında Ponzi, sistemi ilk uygulayan kişi değil. Bu sistemi ilk uygulayan kişi 145 yıl önce ABD’de falcılık yapan S. Emily Howe’dur... Howe, 1879 yılında yalnızca bekar kadınlardan mevduat kabul eden ‘Kadınlar Mevduat Şirketi’ni kurdu. Mevduat sahiplerine, bankanın kadınlara yardım eden Quaker isimli bir hayır kurumuyla çalıştığını söyleyerek güven kazandı.

Haberin Devamı

Parasını yatıran kadınlara, başlangıçta haftada yüzde 2, ayda yüzde 8 gibi yüksek faiz oranı sözü verdi. Aslında böyle bir hayır kurumu yoktu! Howe, eski mevduatların faizini ödemek için yeni açılacak hesaplara yatırılacak paralara güveniyordu. Howe, kurduğu bankanın hiç reklamını yapmamasına rağmen yaklaşık bin 200 kadından 500 bin dolar para toplamayı başardı. 1880 ylında bir gazete, Kadınlar Mevduatı’nın dolandırıcılık sistemi olduğunu anlatan haberler yapmaya başladı.

Bu haberler Howe’a para yatıranların bankaya hücum etmesine neden oldu ve plan çöktü. Howe birden fazla dolandırıcılıkla suçlandı ve 3 yıl hapis yattı. Howe, 1884’te serbest bırakıldıktan sonra bu kez ‘Kadınlar Bankası’nı kurdu. Yeni banka, daha önceki bankayla benzer ilkelere göre çalışıyordu ancak ayda yüzde 7 gibi biraz daha düşük bir faiz oranı vadediyordu. Howe’un dolandırıcılıktan başı yine derde girdi ve 1887’de Boston’dan kaçmak zorunda kaldı. Sistemi devam ettiremeyen Howe, falcılık yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. Ponzi sistemi, hileli bir yatırım programı olarak tanımlanır.

Ponzi sisteminde katılımlar bittiği zaman, ortada kâr getiren bir üretim olmadığı için yeni yatırım yapanlara ödeme yapılamaz ve sistem bir anda çöker. Bu yöntem adını, 1920’li yıllarda ABD’de bunu uygulayan İtalyan göçmen Charles Ponzi’den alıyor. Ponzi, bir matbaa satın alıp uluslararası bir export-import dergisi basmaya başlıyor ve dünyanın her tarafına haber gönderiyor.

Haberin Devamı

Dergiye toplayacağı reklamlarla köşeyi dönmeyi amaçlıyor. Bu sırada İspanya’dan bir mektup geliyor ve dergiyle ilgilendikleri belirtiliyor. Zarfın içine koyulan posta pulu, Ponzi’nin dikkatini çekiyor. Bu posta pulu, karşı tarafı yormamak için nezaketen zarfa koyulan uluslararası bir puldur.

Ponzi bu pulun değerinin ABD’de yüzde 10 daha fazla olduğunu fark ediyor. Ponzi, hemen planı uygulamaya koyuyor ve beklediği kârı elde ediyor ancak daha fazlası için sermaye gerekiyor. Bundan sonra her şey 1920’li yılların başında Ponzi’nin dükkanının camına bir kağıt asmasıyla başlıyor: “45 günde yüzde 50, 90 günde yüzde 100 kâr yapın!” Meraklı yatırımcılar hemen Ponzi’nin dükkanına hücum ediyor ve onun etkileyici üslubunun büyüsüne kapılıyor.

Ponzi, yatırımcılara posta pullarını kullanarak kâr elde edileceğine inandırıyor. Düşük bütçeli yatırımcılar sisteme dahil olduktan sonra paralarını vadedilen günde faiziyle birlikte geri alınca, Ponzi’nin yöntemi bir anda nam salmaya başlıyor. Kazananların artmasıyla talep artıyor. Ponzi yeni şubeler açmak zorunda kalıyor ve kısa bir sürede 40 bin kişiden yaklaşık 15 milyon dolar topluyor. 1920’li yıllarda Ponzi’nin yaptığı işlerin yasal olmadığı tartışmaları Boston Post gazetesinde haber olmaya başlıyor.

Haberin Devamı

Gazete, Ponzi’nin daha önceki yolsuzluklarını da manşete taşıyor. Yatırımcılar paralarını geri almak isteyince Ponzi’nin foyası ortaya çıkıyor. Ponzi, yatırımcılarının sadece yüzde 10’unun paralarını ödeyebildi. Geriye kalan 5 milyon doları ödeyemeyince tutuklandı. Hapisten çıktıktan sonra birkaç kez daha benzer suçlar işlemeye çalışsa da asla eski başarısına (!) ulaşamadı. Ponzi, 1949 yılında Brezilya’da fakir ve unutulmuş bir şekilde hayatını kaybetti...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder