İnsan psikolojisi yüzyıllardır çözümlenmeye çalışılıyor. İnsanlar başkalarının yaptıkları durumları kendilerinden ayrıştırarak çözmeye çalışıyorlar.
Hani o insan değil ya…
Şöyle sözler dökülüyor ağzından
- İnsanlar çok kötü niyetli…
- Hepsi kıskanç…
- Ben iyi niyetliyim…
En çok da şu iyi niyet elçilerine gülüyorum ne yalan söyleyim…
Hani şu “Benim niyetim iyi” deyip en okkalısından laf kaktıranlar…
Hani şu “Senin iyiliğin” kisvesi altında seni bir türlü yerin dibinden çıkaramayanlar…
Ablamın çok güzel bir sözü vardır, bu günlerde hem sağ hem sol kulağımda küpe olarak yer alıyor…
“Herkes kötü gün dostu ister, oysa iyi gün dostu olmak daha zordur. Kişinin başarılarıyla mutlu olmak daha büyük erdemdir” der.
Demek ki kişiler aslında senelerle değil, olaylarla ölçülüyor…
"Eleştiri sanıldığı kadar masum bir davranış değildir" diyor bilim insanları…
Bunu ben değil, araştırmalar söylüyor…
Araştırmalara göre fazla eleştiren insanlar narsist kişilik bozukluğuna sahipmiş…
İçlerinden gelen bu yerme isteği, çocukluklarında fazla eleştirilmiş olmalarından ve başarısızlık hissinden kaynaklanıyormuş…
Bir yerde okudum, eleştirel insanları şöyle tanımlamışlar:
“Övülme, takdir etme konusunda cimrilik yaparlar. Asgari ücrete verilen zam misalidirler. Hem az verirler hem de gözünüze sokarlar takdiri.”
Her yazımda savunduğum bir şey var: “BİLGİ HİYERARŞİSİ”
Benden çok bilenin yanında boynum kıldan incedir, bilenler bilir... Egomu hemen rafa kaldırırım…
Bir işin piri olmadan kimseyi eleştirmemek gerekir…
Eleştiri sizi bilirkişi yapmaz…
Sizi bilirkişi yapan şey faaliyetleriniz, ortaya koyduklarınızdır.