İçinizdeki Nazlılara bir işaret koyun; kaçı sizsiniz?
Buluşma saati 17.00 ise Nazlı buluşmaya 16.59’da varmıştır.
Bir insanın üzüldüğü bir konu varsa bunu ona hatırlatmamaya çalışır.
Nazlı, insanların yapamadıklarını “senin iyiliğin için” adı altında söylemek yerine, yapabildiklerini öne çıkarmayı sever.
Gidilen mekanlarda kimseye hesabı ödetmeye çalışmaz. Ödedilerse bir sonraki seferde Nazlı öder.
Kurumların, sermaye güçlerinin gelip geçici olduğunu bilir ve kimseyi şikayet etmez. Çünkü bilir ki bir sermaye sahibi, bir de işçi sınıfı vardır ve yönetici bile olsa orada işçi konumundadır.
Nazlı çocuğu ezildiğinde cadı, çocuğu ezdiğinde melek olmaz. Empati kurar ve tüm çocukların haklarını korumayı amaçlar.
Nazlı, bilmediği konularda övünmez ya da fikir yürütmez. Bunu söylemekten de gocunmaz.
O, kimsenin dış görünüşüyle ya da zevkleriyle dalga geçmez; çünkü bilir ki herkesin kendi aklı vardır ve kendi zevklerini yönetebilir.
Nazlı, başarının handikabını aramaktansa başarıya bütünsel yaklaşır. Takdir ve iltifat etmenin insandan hiçbir şey eksiltmeyeceğini bilir.
Yerlere çöp atmaz, bu evrende tek başına kendinin yaşamadığını bilir. Yere de tükürmez, kimse o tükürüğün üstüne basmak zorunda kalmaz ve her fırsatta “kul hakkı” diye dinin arkasına sığınılan ama uygulanmayan cümleleri de yapmış olmaz. Çünkü bilir ki toplumsal tüm kurallardır “kul hakkı” aslında.
Kendini çok akıllı sanmaz trafikte. Herkes trafiğin çilesini çekerken o emniyet şeridinden basıp geçmez.
Yaşam tarzlarına göre insan kategorize etmez, kimseyi yargılamaz.
İnsanlığın bir ırktan, renkten, sağlıktan ya da standarttan oluşmadığını bilir. Çeşitlilik hep güç verir ona, ilham olur.
Duruma göre davranır. Gerektiğinde bir kamp sandalyesinde, gerektiğinde yer sofrasında, gerektiğinde lüks restoranda yemek yer. Kalabalığa uyar, oyunbozanlık yapmaz.
Nazlı, insanların anlattığı sırları sonradan fikirleri değiştiğinde önlerine getirmez. Çünkü bilir ki fikirler, zamana ve şartlara göre değişiklik gösterebilir.
Nazlı, kimsenin potansiyelinden tereddüt etmesine neden olmaz. Fikirlerini kendisine saklaması gereken durumları çok iyi bilir.
Yeni tanıştığı hiçbir insana “sen” diye hitap etmez. Edenlere de “Ben sizin ne zaman sen’iniz oldum?” demekten çekinmez.
Arama saatlerine riayet eder. Ölmek üzere olmadığı sürece uygun olmayan saatlerde kimseyi aramaz.
Haydi bugün içimizdeki Nazlı’yı ortaya çıkaralım. Ne kadar Nazlı’yız bir bakalım.