Üzerine konuşup yazıp çizip hatırlatmak, yaraları deşmek istemediğim bir konuydu bu aslında. Hatta geçtiğimiz hafta yazı bile girmedim sırf prim yaptı denerek yanlış anlaşılmamak için. Gördük ki benimle aynı fikirde olmayan çok insan varmış.
Desteğin, yardımlaşmanın, bir noktada paylaşımların çok önemli olduğu bir süreçten geçtik. Başkaları adına üzülmeyi bırakıp "Bir şey yapmam lazım" dediğim bir an oldu. Oradakilere üzülmek yerine, "Orada olsam ne hissederdim?" diye düşündüm ve "Yardım etmem lazım" dedim. Tam nereden başlarım bilmiyorken, Lal&Selin Denizli kardeşlerimin çok etkin şekilde başlatıp ilerlettiği yardım kampanyasına dahil oldum.
Birçok firma ve varlıklı isim de büyük yardımlarla sürecin hafifletilmesi için çabaladı. Bunu gördüm, buna inandım. Fakat bir reklamcı olarak hep içten içe "Bir marka politikası mı acaba?" diye de fitneledim kendimi.
Bir noktadan sonra susmak bilmeyen içimdeki kenafir haklı çıktı ve bu durumdan sosyal medya üzerinde rant sağlandığını gördük. Markalar bütçeli paylaşımlarla duyurdu 'YARDIM' ettiklerini. Reklam ajansları proje yazar gibi düşündü 'YARDIM'larının en ses getirecek şeklini ve zamanını.
Yani bir noktada tamam anlıyorum, herkes anlıyor da, bu kadar deşelemezsiniz- olmaz veya keşke olmasa...
Alev alev bir meyhane
Bunu ilk benden duyuyorsunuz. Hem değerimi bilin hem gözler açılsın, bilgi edinilsin.
Dün akşam her salı rutin hale getirdiğimiz bir ev oturması aktivitemizdeydim. Aktivite falan dediysem abartmayın, biraz zorlasak altın günü...
Sohbet sırasında öğrendim ki Demet Evgar bir meyhane açıyormuş. Dost meclisi olarak planlıyormuş konsepti. Tahminimce daha entelektüel oyuncu ve yazar kesmin uğrak noktası haline gelip daha sonra herkesin, özellikle cemiyetin kapısından ayrılmayacağı bir mekan olacak. Bu perşembe kapılarını açıyormuş ama özel bir davet yapmak yerine Alev Alev dizisinin oyuncu kadrosuyla yeni bölümü izleyeceklermiş.
İstanbul mekanlarına bir bakınalım.
Yeni mekan haberiyle ivme yakalamışken, son zamanlarda en çok hangi mekanları duyuyorum, kimler nerelerde oluyor bir anlatayım istedim.
Hide Arnavutköy
Kimin hikayesini izlesem, ne zaman kahvaltı planı yapılsa herkes Hide’da..
Geçen seneye kadar boş bir bahçe olan mekan (hatta hep içten içe hayaller kurmuştum orayla ilgili) Erez Samsun tarafından İstanbul’un en popüler mekanlarından birine dönüştürüldü. Kahvaltılar inanılmaz. Özellikle pazar sabahları oyuncu ajansı veya magazin dergisi gibi tüm ünlü ve tanınmış isimler orada.
Lezzetlerine gelecek olursak, genel olarak gayet başarılı ama sanırım yediğim en iyi limonlu merenglerden birini yapıyorlar.
Boel Nişantaşı
1 yıldır Nişantaşı’nda olan mekan son 3 aydır çok fazla tanınmaya, uğranmaya ve göz önünde olmaya başladı.
Özellikle pazar akşamüstü partileri ve üst katındaki sahnede ağırladığı Kalben, Hakan Bahar ve Dicle Olcay akşamları MUH-TE-ŞEM.
Kraliçe bile Hakan Akkaya giydi
Gurur duyarak ağız dolusu konuştuğum bir konudan bahsetmek istiyorum. MADONNA HAKAN AKKAYA TASARIMI GİYDİ! Türkiye’den bir ismin global başarıları her zaman beni gaza getiriyor ama bir arkadaşımın MADONNA’yı giydirmesi resmen gururumu, egomu okşadı, Hakan’ı düşünemiyorum bile...